Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1670 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 642 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2012NUMARASI : 2011/661-2012/341Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, ıspatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1177 parsel sayılı taşınmazın muris R. K. adına kayıtlı iken, 23.05.2007 tarihinde satış yolu ile murisin oğlu olan dava dışı Ü.'e temlik edildiği, ondan da Ü.'in bacanağı olan davalıya 23.02.2011 tarihinde yine satış yolu ile temlik edildiği, murisin 10.10.2010 tarihinde vefatı sonucu davacı ile birlikte dava dışı Ü.H. ve muristen evvel vefat eden H.çocukları C. ile Ç.'ın mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706, Türk Borçlar Kanunun 237 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; davacı gerek dava dilekçesinde gerekse sonraki beyanları ile delillerinin nelerden ibaret olduğunu belirtmiş, dinletmek istediği tanıkların isimlerini de vermiştir. Ne var ki, mahkemece sözü edilen deliller toplanmamış, gösterilen tanıklar dinlenmemiş, varsa davacıya temlik edilen taşınmaz olup olmadığı araştırılmamıştır.Mahkemece deliller ve gerekirse karşı deliller toplanmadan, sadece miras bırakanın başka taşınmazlarının bulunduğu ve bankadan paraların sağlığında çekildiği biçimindeki yorumlarla karar verilmesi herşeyden önce 6100 sayılı HMK'nun 259. maddesine uygun düşmemiştir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delillerinin toplanılması, değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Davacı, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.