Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1670 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 802 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2009NUMARASI : 2007/168-2009/244Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 654 ada 25 parsel sayılı taşınmazın Arapzade Abdurrahman Efendi vakfından icareli olup kayıt maliki İ. oğlu Y. ve mirasçılarının nerede olduğu bilinmediğinden haklarında mahlul kararı alındığını, 1997 yılında davalının kayyım tayin edildiğini, kayyımla idare süresinin 10 yılı aştığını ileri sürüp Türk Medeni Yasasının 588. maddesi gereğince mutasarrıfın gaipliğine, taşınmazın mahlulen Arapzade Abdurrahman Efendi Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, mahlul kararının idari yargı yerinde iptal edildiğini, davanın ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın aslının vakıf olup mahlulen vakfına intikal edeceği, kayıt malikinin gaip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi... ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, gaiplik, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamına göre, vakfın ismi ve mutasarrıfın baba adının kararda yazılmamasındaki maddi hataya dair temyiz itirazları bakımından, anılan hususun mahallinde mahkemesince her zaman düzeltilebileceği gözetildiğinde davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, iddianın sübut bulduğu belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Bu yöne değinen davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince; davalı durumunda bulunan kayyımın 3561 sayılı yasa hükümleri gereğince kanuni hasım durumunda olup, yargılama giderleri ve 1957 tarih, 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık parasından sorumlu tutulamayacağı tartışmasızdır. O halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.