Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1667 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13893 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2010NUMARASI : 2010/897-2010/1047Taraflar arasında görülen davada;Davacı, .. ada 1 ve 2 sayılı parsellerin batısında bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki dere yatağına davalının haksız müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Davalı, binanın S.. D.. tarafından inşa edildiğini, kendisinin herhangi bir müdahalesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan dere yatağına haksız müdahalede bulunduğunun keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, Hazine tarafından Belediye aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davaya konu isteğin mülkiyete ilişkin bulunduğu gerekçesiyle 3533 sayılı Yasa'nın 1. ve 4. maddelerinden söz edilerek tefrik kararı verilmiş, dava 2010/897 esasa kaydedilerek yargılama “hakem sıfatıyla” sürdürülmüş ve sonuçlandırılmıştır.Gerçekten de, 29/06/1938 tarih 3533 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca, umumi mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere ait daire müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu (hakem sıfatıyla) ile çözümlenmesi gerekeceği muhakkaktır.Diğer taraftan, eldeki davanın taraflarının anılan yasının 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu da sabittir.Ne varki, 03/07/2003 tarihinde kabul edilip 19/07/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ile 3533 sayılı Yasa'nın 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili uyuşmazlıkların bu maddenin kapsamı dışına çıkarılarak genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır. Görev, kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) gözetilmesi gerekli bir kuraldır.Hal böyle olunca, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, 3533 sayılı Yasa'dan söz edilerek uyuşmazlığın hakem sıfatıyla sürdürülüp sonuçlandırılması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.