Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16585 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12704 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL-TAZMİNATYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde açıklanan yargı denetimine ilişkin kesinlik sınırı, 4146, 5219, 5236 sayılı yasalarla 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.822,00.-TL’ye yükseltilmiştir. Davacı 150,00.-TL ecrimisil istemiş, bunun 42.90.-TL'lik bölümü kabul edilmiş, reddedilen 107,10.-TL'lik bölümü temyiz edilmiş olup, hüküm anılan yasanın yürürlük gününden sonra oluşturulmuştur. Bu durumda incelenmesi istenilen miktarın kesinlik sınırı içerisinde olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan niteliği itibariyle kesin olan kararların temyiz edilmeleri halinde temyiz istemi hakkında yerel mahkemece bir karar verileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İBK uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği kuşkusuzdur. Davacının bu yöndeki temyiz itirazının reddine.Davacının, öteki temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarına gelince,Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminata karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalı vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.Ancak eldeki dava, 10.000,00.-TL değer gösterilmek suretiyle açılmış olup, Mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/54 D.iş sayılı dosyasında belirlenen değer üzerinden harç ikmali yaptırıldığı gözetilerek bu değer üzerinden davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği açıktır. Öte yandan, davacı 375,00.-TL tazminat istemiş, bilahare usulüne uygun bir ıslah da yapılmamıştır. Bilindiği üzere; taraflar arasındaki çekişme hangi hususa ilişkin ise; taleple bağlı kalınarak çekişmenin giderilmesi asıldır. Anılan bu kural, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 26. maddesindeki ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.'' hükmünün bir gereği olup, istek dışına çıkılarak karar verilemez.Hal böyle olunca; harcı alınan değer üzerinden davacı lehine, reddedilen ecrimisil yönünden davalı lehine lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi ve davalı lehine hiç avukatlık ücretine hükmedilmemesi doğru olmadığı gibi istek gözetilerek 375,00 TL tazminat için hüküm kurmakla yetinilmesi gerekirken, talep aşılarak ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 26. maddesi hükmü gözardı edilerek; 530,12 TL tazminata karar verilmiş olması da isabetsizdir.Davacılar vekili ve Davalı vekilin, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.