Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16515 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 858 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİLTaraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakan ...'ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 353 ada 168 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının miras payları oranında iptaliyle adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davacıların murisin ölünceye kadar bakımı karşılığında devrin yapılması önerisi üzerine, intifa hakkını üzerinde bırakarak miras bırakanın dava konusu taşınmazı kendisine temlik ettiğini, satış karşılığında bedel ödediğini, ölünceye kadar murisin bakımını da yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ dinlenen tanıklar miras bırakan ... ile eşinin gelirlerinin olmadığını, temlik tarihinden öncesinde dahi davalının evinde, davalı ve aile efradı ile birlikte yaşadıklarını, bakımlarının davalı ve eşi tarafından yapıldığı, murisin 1990 yılında ölümünden sonra da davalının anneye bakmayı sürdürdüğünü bildirmişlerdir. Çekişmeli taşınmazın temlikinin satış şeklinde yapıldığı, sabit olup, hemen belirtilmelidir ki, satışın belirli semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin başka bir ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emeğin de olabileceği, gerek yargısal uygulamalar ve gerekse öğretide kabul edilmiştir. Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olması halinde uygulanabileceği kabul edilmiştir. Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın temliki yaparken gerçek irade ve amacının mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.