Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16334 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5432 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİLYanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ... hakkındaki davanın husumet sebebiyle reddine, diğer davalı Şirketler yönünden ise, dava konusu 358 parsel sayılı taşınmaza elatmalarının önlenmesine, ecrimisilin müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı ... Şirketi vekili ve davalı ... Şirketi vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.11.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ..., yine temyiz eden davalı ... Avukat ... , davalı ...Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... Av.... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Asıl ve birleşen dava; çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 356 ve 358 parsel sayılı taşınmazlara, davalı ... Şirketinin, işletmekte olduğu taş ocağından çıkan büyük taşlar ile kullanılmayan topraklı malzemeleri döktüğünü, bu şirketin taş ocağından ayrılmasından sonra ise taş ocağını işleten diğer davalılar ...Şirketi ile ... Şirketinin malzeme koymaya devam ettiklerini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle asıl ve birleşen davayı açmış; mahkemece, ... Şirketi hakkında ki davanın husumet sebebiyle reddine; diğer davalı Şirketler yönünden ise, dava konusu 358 parsel sayılı taşınmaza el atmalarının önlenmesine, 3.059,98 TL ecrimisilin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir. Somut olayda; 356 ve 358 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğu 356 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir tecavüzün saptanamadığı, dava dışı ruhsat sahibi ... Şirketi ile davalı ... Şirketi arasında 24.08.1992-31.01.1998, tarihleri arasındaki dönem için; davalı ... Şirketi ile 01.02.1998-31.12.1999 ve 05.11.2003 ve 31.12.2004 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olarak, ... Şirketiyle de 16.01.2004-31.12.2006 tarihleri arasında dönem için rödovans sözleşmesinin yapıldığı, davalı şirketlerin, değişik tarihlerde işlettikleri taş ocağından çıkardıkları atık malzemeleri ( pasa) dökmek suretiyle davacının maliki olduğu 358 parsel sayılı taşınmazın 9600 m²’lik bölümüne müdahale ettikleri, atık malzemelerin halen taşınmaz üzerinde bulunduğu, her ne kadar,davacı tarafından daha sonra eski hale getirme talep edilmiş ise de,dava dilekçesinde, bu hususta bir istekolmadığı gibi değer de belirtilmediği; öte yandan, bilirkişiler tarafından düzenlenen 10.3.2009 tarihli raporda, tecavüzlü 9600 m² lik alan için belirlenen toplam ecrimisil tutarı olan 3.059,98 TL üzerinden, her bir davalı Şirketin çalıştırdığı toplam süreler gözetilmek suretiyle sorumlu olacakları ecrimisil tutarının ayrı ayrı saptandığı anlaşılmaktadır.O halde, davalı Şirketlerin ayrı ayrı dönemlerde işlettikleri taş ocağından çıkarılan atık malzemenin halen davaya konu 358 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğu sabit olduğuna göre; atık malzemeler ( pasa) kaldırılmadığı sürece, el atma olgusu devam edeceğinden, davalı Şirketlerin taşınmaza müdahalesinin devam ettiği kabul edilerek el atmalarının önlenmesine ve işlettikleri dönemlere ilişkin süreler toplamına göre belirlenen ecrimisilden ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerekeceği açıktır.Hâl böyle olunca, davalı ... Şirketinin de davaya konu 358 parsel sayılı taşınmaza el atmasının önlenmesine; ayrıca, bilirkişilerin 10.3.2009 tarihli raporunda davalı şirketlerin çalıştırdıkları toplam süreler gözetilmek suretiyle ayrı ayrı belirlenen ecrimisilin, davalı şirketlerden ayrı ayrı tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı vekilinin, davalı ... Şirket vekilinin ve davalı ... Şirket vekilinin bu yönlere ilişkin olarak temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 990.00.'ar -TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.