MAHKEMESİ : ŞEBİNKARAHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2005NUMARASI : 2000/59-2005/92Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanın 627 ada 112 ve 113 parsel ile 642 ada 12 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara bağış suretiyle temlik ettiğini, kadastro çalışmasında davalılar adına tespit gördüğünü, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek payı oranında iptal tescil ya da tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalılardan bir kısmı, davanın reddini, bir kısım davalılar ise taşınmazların tekrar paylaştırılmasını savunmuşlardır.Davalı M.... birleşen davada, 627 ada 112, 157 ve 167 parsel sayılı taşınmazları taksim sözleşmesinde kullanım biçiminin belirlendiğini, 112 parselin iptal edilerek kayden malik olanların kullanım biçimine göre ayrı ayrı parsel numarası verilmek suretiyle adlarına tesciline, 157 ve 167 parsellerin sözleşmeye göre davalı M... ve kendi adına ya da muris adına, 9 parsel sayılı taşınmazın ise; muris tarafından ½ payını paylaştırma sonucu kendisine verdiğinden tapu kaydının iptali ile tamamının adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 157 parsel hakkındaki davasından vazgeçmiştir.Davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine dairece “ ... isteğin paya hasren ileri sürüldüğü gözetilmeksizin terekenin temsili yoluna gidilmesi ve bunun için verilen önele uyulmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece muris tarafından kadastro tespitinden önce yapılan bağış işleminin ve taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı, temliki işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil ya da tenkis, birleşen dava ise taksim sözleşmesine dayalı iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; asıl davada, muris muvazaasına dayalı iptal tescil isteğine konu 627 ada 112 parsel sayılı taşınmaz 9.9.1996 da yapılan kadastro sırasında senetsizden davalılar M...., M..., S...ve F... adına senetsizden; 627 ada 113 parsel sayılı taşınmalar ise tapuda ile muris adına kayıtlı iken haricen A...bağışladığından anılan kişi; 642 ada 12 parsel sayılı taşınmaz murisi babası adına kayıtlı iken muris tarafından haricen davalı M...ve S... bağışlandığından adı geçenler adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, tapusuz taşınmazlardaki zilyetliğin devrinden ibaret olan sözleşmeler hiçbir şekil şartına bağlı olmadığından geçerlidir ve bu tür sözleşmeler hakkında 1.4.1974 tarih ½ sayılı İBK nın uygulama olanağı yoktur. Buna göre çekişme konusu 112 parsel yönünden davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.Diğer yandan; miras bırakan,mirasçısından mal kaçırmak amacıyla,taşınmazın kadastrosunun yapılmasından yararlanarak tapulu taşınmazını bağışta bulunmak istediği kişi üzerine yazdırmışsa ve onun üzerine çap kaydı oluşmasını sağlamışsa, buradada 1.4.1974 tarih,1/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının uygulanma yeri yoktur. Bu işlem yanlış tapulama tesbiti niteliği taşır.Zira tesbit tutanağını düzenleyen görevlilerin tapulu bir taşınmazı tapu maliki dışında bir kişinin üzerine tesbit edebilmeleri için TMK.’nun 706, BK’nun 213, TK’nun 26,1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 84. maddelerine uygun olarak düzenlenmiş resmi bir belge aramaları,resmi bir belge bulunmayıp tapulu taşınmaz haricen satılmışsa (766 sayılı Tapulama Kanununun 32/c,)3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddelerinde öngörülen koşulların üzerine tesbit gören kişi yararına gerçekleşip gerçekleşmediğini aramalı veya miras bırakanın (766 Sayılı Tapulama Kanununun 32/b),3402 Sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddelerine uygun olarak tesbit tutanağına muvafakat beyanını almaları gerekir.Bunlar yapılmadığı takdirde muris muvazaasına değil, tapulama tesbitinin yanlış yapıldığından bahisle iptal ve tescil davası açma yoluna gidilmelidir.Zira çap kaydı miras bırakanın doğrudan muvazaalı temliki ile değil,resmi tespit memurlarının yanlış tasarrufları ile oluşmuştur. Bu durumda, çekişme konusu 627 ada 113 parsel ve 642 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muris muvazaası nedeniyle açılan davanın kabul edilmiş olması da doğru değildir.Davalı Ö.’in temyizine gelince; Ö..., davada taraf olmayıp davaya daha sonra dahil edilmiştir. Dahili dava yoluyla bir kişinin dahili dava yoluyla taraf durumuna getirilmesi doğru olmadığı gibi, aleyhine yargılama giderlerine de hükmedilmesi isabetli değildir. Birleşen davaya gelince; çekişme konusu 9 ve 112 parseller yönünden geçerli bir taksim sözleşmesi bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Diğer taraftan kayden davalı Hazineye ait 627 ada 157 parsel hakkında davadan feragat edildiğine göre, mahkemece bu parsel yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiş olmasıda doğrudur. Ayrıca davalı hazine davada vekil ile temsil edilmediğine göre, hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir reddineHal böyle olunca; muris muvazaasına dayalı asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken; birleşen davada ise, davalı Ö.in taraf durumunda kabul edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların yukarıda değinilen yönlerden temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle, H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.