MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2011/430-2013/331Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 462 ada 3 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 6.11.1950 tarihinde tesis kadastrosu ile İzzet Paşa adına tescil edildiğ i, taşınmazın Haremeyn den Mazbut Cennet Mekanı, Sultan Beyazıt Vakfından icareli olduğu ve kayıt maliki İzzet Paşa'ya İstanbul Defterdarının K.. K.. tayin edilerek tapuya 5.6.2007 tarihinde şerh edildiği, daha önce K.. K.. tarafından davalıların mirasbırakanı Fevzi aleyhine açılan ecrimisil davasının, '' davalının dava tarihinden önce öldüğü'' gerekçesiyle reddine karar verildiği ve yine K.. K.. tarafından 13.12.2011 tarihinde açılan eldeki davada; 1.1.2003 ila 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil istendiği anlaşılmaktadır.K.. K.. idaresindeki taşınmaza davalıların murisi tarafından bina yapılmak suretiyle taşınmazın bir kısmının kullanıldığı saptanarak ve davalıların zamanaşımı savunması da gözetilerek 14.12.2006 ila 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, dava konusu taşınmazın cinsi tarla olup bilirkişi, taşınmazın üzerindeki binayı dikkate alarak ecrimisil hesabı yapmıştır. Ne var ki, taşınmaz üzerindeki bina davalıların murisi Fevzi tarafından yapıldığına göre, taşınmazın tarla olduğu gözetilerek tarlanın getireceği ecrimisilin belirlenmesi gerekirken davalıların murisince yapılan bina üzerinden ecrimisil hesabı yapılması ve mahkemece de bu rapor dikkate alınarak karar verilmiş olması doğru değildir. Hâl böyle olunca, mahkemece, aralarında ziraat bilirkişinin de bulunacağı yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, somut emsaller de incelenerek taşınmazın ''tarla'' olarak getireceği ecrimisil içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.