MAHKEMESİ : İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/04/2008NUMARASI : 2008/130-2008/154Taraflar arasında görülen davada; Davacı, çekişmeli taşınmazların tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, oysa imar uygulaması nedeniyle yapılan tevhit ve ifraz işlemleri sırasında hata ile 4138m2’lik kısmın kendisine ait iken 2130 ada parsellerinin tamamının davalı adına, 4138m2’lik kısım davalıya ait iken 2132 ada parsellerinin tamamının kendi adına tescil edildiğini, hatanın düzeltilmesi için yanlar arasında uzlaşma tutanağı düzenlendiğini ancak davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde zararın tazmini isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “....öyle ise anılan belgenin taşınmazın mülkiyetinin naklini sağlayacak nitelikte olduğu kabul edilemez. Buna göre, mahkemece kurulan hükmün dayanağını teşkil eden gerekçenin de hukuki olduğu söylenemez. Öte yandan çekişme konusu taşınmazların imar uygulaması sonucu oluştuğu tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Bilindiği üzere, imar çap kayıtlarının hukuki illetini oluşturan idari işlem idari yargı yerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadıkça eldeki davanın dinlenmesine de olanak yoktur. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken....” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.2.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Aziz Zafer ile temyiz edilen vekili Avukat A.G.S..geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal, tescil, olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkin olup,yerel mahkemece davanın kabulüne dair önceden kurulan hükmün temyizi üzerine Dairece gerekçeleri ortaya konularak “ tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesine” değinilmek suretiyle bozulduğu ve Mahkemece bozma kararına uyularak iptal ve tescil isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmuş olmakla karar lehinde olan taraf yarına usuli kazanılmış hak doğacağı tartışmasızdır. O halde davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne varki, davacı tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmesi halinde tazminat talebinde de bulunmuştur.Gerçekten de; taraflar ve vekilleri ile dava dışı kooperatif ve vekili arasında 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 35/A maddesi hükmü uyarınca düzenlenen 19.06.2002 tarihli uzlaşma tutanağı ile imar uygulaması sonucunda davacıya ait taşınmazların davalı adına; davalı adına sicil kaydı oluşturulacak taşınmazların da davacı adına tescil edildiği ve sicil oluşması yönünden hatalı bir işlemin varlığı taraflarca kabul edilmiştir. Buna göre davacıya ait olacak daha kıymetli yerlerin davacı adına yazılması gerekirken hatalı imar uygulaması sonucunda bu işlemden dolayı davalının mamelekinde davacının aleyhine olacak şekilde bir artışın meydana geldiği ileri sürülerek tazminat isteğinde bulunulduğu görülmektedir. Yerel Mahkemenin ilk kararında bu husus ele alınmadığı gibi Daire bozma karında da bu hususa yer verilmediği sabittir.O halde, yerel mahkemece ve dairece hakkında değerlendirme yapılmayan bu istek yönünden taraflar bakımından kazanılmış bir usuli müktesep haktan bahsetmek olanaksızdır.Hal böyle olunca, tazminat isteği yönünden tarafların ileri sürdükleri delillerin toplanması ve toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken anılan bu isteğin gerek mahkeme kararında gerekse daire kararında meskut bırakılmış olması doğru değildir. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.