Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16018 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 570 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2011/761-2013/532Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Alpay Çalışkan'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, taşınmazda davacının kullanabileceği boş kısımların bulunduğu bu kısımların kullanılmasına davalıların engel olduğuna ilişkin iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, davalı ve dava dışı kişiler ile birlikte paydaşı olduğu taşınmazdaki binanın 2., 3. ve 4. katlarının paydaşlardan davalı Saadet tarafından kullandırılmadığını ileri sürerek ecrimisil istekli eldeki davayı açmış, davalılar, taşınmaz üzerinde bulunan binanın ilk iki katının davalı Saadet'in hakim ortağı ve yetkilisi olduğu şirket tarafından kullanıldığını, taşınmazın kullanılmasına ilişkin herhangi bir engellemelerinin olmadığını, taşınmazın kullanılabilecek yerlerinin bulunduğunu ve intifadan men koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Bilindiği üzere, paydaşlar arası ecrimisil isteklerinde bazı istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Davacı intifadan men olgusunun kanıtlanması yönünde tanık ve ihtarname deliline dayanmıştır.Davacının, davalılara İstanbul 16. Noterliği'nde düzenlenen ve 16.12.2003 tarihli ihtarname ile taşınmazdaki binanın kullanımı nedeniyle payına düşen bedelin ödenmediğini, bu nedenle 2002 ve 2003 yılları için toplam 13.200.000.000.-(eksi TL) ecrimisilin ödenmesini aksi halde yasal yollara başvuracağını ihtar ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarından C.. Ç..; davacıyla beraber binayı kullanan bayan ile görüşmeye gittiklerini, bu bayanın binanın kendisine ait olduğunu söyleyerek kendilerini binadan içeri sokmadığını, ayrıca bu bayanın davacının kira isteğini de kabul etmediğini beyan etmiş, diğer davacı tanığı D.. C.. da; davacıya ait eşyaları almak için dava konusu binaya gittiklerini, eşyaları indirmeye başladıklarını, o esnada davacının aynı binanın büyük bölümünü kullanan bayan ile tartıştığını, bayanın davacıya sert sözler ile bir daha gelmemesini söylediğini, eşyaları alırken bayanın kendilerini devamlı taciz ettiğini beyan etmiştir.Bu durumda davacı tarafından intifadan men olgusunun kanıtlandığı kabul edilmelidir.Öte yandan, 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hâl böyle olunca, davalının cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmış olup, dava tarihinden geriye doğru beş yıl için ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.