MAHKEMESİ: KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/05/2012NUMARASI: 2009/404-2012/402Yanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı Bozkırlılar İlim, Kültür ve Yardımlaşma Vakfı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava ve birleşen dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın husumetten reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 180 ada 40 parsel sayılı taşınmazın davalı M.adına kayıtlı iken, dava tarihinden önce birleşen davanın davalısı Bozkırlılar İlim Kültür ve Yardımlaşma Vakfına devredildiği, anılan taşınmazın 3. derece Arkeolojik sit alanında kaldığı, davalıların taşınmazda 2863 sayılı yasaya aykırı uygulamalar yaptıkları ileri sürülerek eldeki davaların açıldığı anlaşılmaktadır.Dosya kapsamı ile, dava konusu 3. derece arkeolojik sit alanında kalan taşınmaza 2863 sayılı yasaya aykırı olarak tamirat ve tadilat işlemleri yapılarak haklı ve geçerli neden olmaksızın elatıldığı, davalı Bozkırlılar İlim Kültür ve Yardımlaşma Vakfının kayıt maliki olduğu belirlenerek yazılı olduğu üzere birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Öte yandan, davacı kurum harçtan muaf olduğuna ve harcı ikmal etme yükümlülüğü bulunmadığı gözetilerek, keşfen belirlenen değer üzerinden vekalet ücretinin hüküm altına alınması da doğrudur. Davalı Bozkırlılar İlim Kültür ve Yardımlaşma Vakfının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının temyiz itirazlarına gelince, asıl davanın davalısı M.’in dava konusu 180 ada 40 parselin önceki maliki olduğu, dava açılmadan kısa bir süre önce çekişmeli yeri kayden diğer davalı vakfa hibe suretiyle temlik ettiği, ancak taşınmazı fiilen sarraf dükkanı olarak kullanmaya devam ettiği görülmektedir.Diğer taraftan; davalı M.’in 11.02.2009 tarihinde Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna 180 ada 40 parselde tadilat projesinin görüşülmesi için müracaat ettiği, yargılama sırasında bu dilekçedeki imzasını inkar ettiği, anılan kurulun 13.02.2009 tarihinde, taşınmazın mevcut haliyle kullanılabilmesi için tadilata ihtiyacı olduğu, ancak getirilen cephe önerisinin tarihi-kentsel sit dokusuna ve karşısında bulunan Kapı Camisine uygun olmadığına karar verildiği, 15.05.2009 tarihinde taşınmaza kuruldan izin alınmadan yapılan uygulamaların 5226 sayılı yasa ile değişik 2863 sayılı yasanın 9. maddesince yasal işlem açılmasına karar verilerek, 25.05.2009’da yapılan uygulamaların kaldırılmasına, davalı M.hakkında cezai takibat başlatıldığı ve Konya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/993 esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, mahallinde yapılan uygulama ile elde edilen bilirkişi raporu ile de, dava konusu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanında ve kapı camii koruma alanı içinde yer aldığı, taşınmazdaki yapının özellikle dış cephesinde yapılan değişikliklerin yapının içinde bulunduğu tarihi koruma alanı ve karşısında bulunan kapı camii ile tamamen uyumsuz olduğunun belirlendiği, anılan uygulamaları ise, davalı M.’in yaptırdığı kendi savunması ve tanık beyanları ile sabittir.Bilindiği gibi, elatmanın önlenmesi davasının fiilen elatan kişiye karşı açılması gereklidir. Davalı M., taşınmazdaki 2863 sayılı yasaya aykırı uygulamaları yaptıran ve taşınmazı fiilin kullanan kişi olup, taşınmazı yargılamadan önce kayden devretmiş olması sonuca etkili olmayacaktır.O halde, davalı M.’e husumet düşeceği açık olup, hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.Davacının açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.