Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 160 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5372 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında birleştirilerek görülen davada:Davacı asıl ve birleştirilen davasında, dava dışı alacaklı ...'ün başlattığı icra takibinden tek taşınmazı olan dava konusu 994 parsel sayılı taşınmazı kurtarmak için muvazaalı olarak dava dışı ...'ya temlik ettiğini, O'nun da yine muvazaalı olarak davalı ...'ya aktardığını, bu konuda protokol imzaladıklarını, ancak anlaşmaya aykırı davranan ...'in taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bir kısım davalılar murisi ...'e satmayı vaat ettiğini, sonrasında hükmen taşınmazın ... adına tescil edildiğini, bu kişinin de yine satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazı davalı ...'e satmayı vaat ettiğini ve açılan dava sonucu taşınmazın ... adına hükmen tescil edildiğini, adı geçen tüm kişilerin danışıklı hareket ettiklerini ileri sürerek anılan işlemler ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı ..., davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıaların doğru olduğunu belirterek davanın kabulünü istemiştir.Davalı ... mirasçıları ve davalı ..., dava konusu taşınmazın bedeli karşılığında temellük edildiğini, muvazaa iddiasının doğru olmadığını ve iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “... çekişme konusu 994 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından 9.11.2001 tarihli resmi senetle dava dışı ... 'ya satış suretiyle temlik edildiği, ondan sırasıyla 20.5.2002 tarihinde davalı ...'ya satış suretiyle, 24.3.2008 de diğer davalıların murisi ...'e hükmen, ondan da 12.9.2009 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile dava dışı ... adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.O halde, davanın devamı sırasında (karardan önce) taşınmazın el değiştirdiği gözetildiğinde HMK nun 125. (HUMK nun 186) maddesinde öngörülen usulü işlemlerin tekemmül ettirilmesi, ondan sonra esas hakkında hüküm kurulması gerekeceğinde kuşku yoktur...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından seçimlik hak kullanılarak davaya ... aleyhine tapu iptali tescil olarak devam edildiğinden davalılar ... mirasçıları aleyhine açılan davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı ... vekili ve davalı ... mirasçıları vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.01.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişme konusu 994 sayılı parselde ilk el olan dava dışı ...'ya yapılan temlikin alacaklılardan mal kaçırma amaçlı olduğunun ... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/917 E sayılı dava dosyasında kabul edildiği, 2. el davalı ...'e yapılan temlikin de davacı ile ... arasında yapılan 17.05.2002 tarihli belge ile inançlı işlem olduğu saptanarak ve bir kısım davalılar murisi ... ile son kayıt maliki davalı ...'nin iyiniyetli olmadıkları ve 4721 sayılı TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenlerden alınmasına ve aşağıda yazılı 711.51.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.