MAHKEMESİ : MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2011NUMARASI : 2010/431-2011/639Yanlar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar M.ve M. vekilleri ile davalı E.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil; birleştirilen dosyalardaki davalar ise tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteklerine ilişkin olup, davacılar vekili ecrimisil yönünden talebini ıslah yoluyla artırarak her bir davacı için ayrı ayrı 6.390,28'er TL'nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl davanın ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan O. Y.ın 78 ada 6 parsel sayılı taşınmazı mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu Mehmet'e temlik ettiği, M.'in de davalı E.'a; E.'ın da davalı M.ya satış suretiyle intikal ettirdiği, sonradan edinen davalıların edinimlerinde iyiniyetli olmadıkları hususlarının, asıl davanın davacıları tarafından çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan dava sonucu verilen ve kesinleşen mahkeme kararıyla belirlendiği ve eldeki dava bakımından güçlü delil oluşturduğu gözetilmek suretiyle birleştirilen davalarda, davacılar H.Y.ve M. Y.1/8'er miras payları oranında çekişmeli 78 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle, aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA,Ancak, miras bırakanın, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak yaptığı temlikler geçersiz olduğundan, davaya konu taşınmazı o şekilde iktisap eden davalıların kullanımlarında iyiniyetli oldukları kabul edilemez. Bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, taşınmaz maliki olan hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.Mahkemece, çekişmeli taşınmaz tapuda davalı M. adına kayıtlı, aynı kişinin yedinde ve semerelerinden de yine aynı kişi yararlanıyor gözükmekte ise de; davalıların görülen davalara ve daha önce görülüp kesinleşen davaya konu muvazaalı işlemi birlikte gerçekleştirdikleri, muvazaalı işlemin bilincinde oldukları, kasıtlı hareket ettikleri nedeniyle davalılar arasındaki işlemlerin geçersiz olduğundan bahisle, nizalı taşınmazın semerelerinden sadece davalı M.'nın yararlandığının kabul edilemeyeceği, anlaşmalı gerçekleştirilen bir işlemin semerelerinden de her üç davalının birlikte yararlandığının kabul edilmesi cihetine gidilmiştir. Ancak, dosya kapsamına ve özellikle tanık anlatımlarına göre, davalı M.'nın, çekişmeli taşınmazı edindiği 1999 yılından itibaren bir takım tadilâtlar ve imâlâtlar yaptığı; tasarrufunda bulundurarak, kiraya vermek suretiyle semerelerinden yararlandığı sabit olup, diğer davalılar M. ve E.'ın ise taşınmazın semerelerinden yararlandıkları yönünde herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmaktadır.O halde, asıl ve birleştirilen davalarda ecrimisil isteği yönünden, davalılar M. ve E. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, diğer davalı M.ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiş olması doğru değildir.Öte yandan, davalı M.'nın çekişmeli taşınmazda bazı iyileştirmeler ve imâlâtlar yaptığı yönündeki savunmasının tanıklarca doğrulandığı gibi, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açtığı tazminat davasının ise mahkemenin 2011/50 esasında kayıtlı bulunduğu görülmektedir.Bu durumda, davalı M. tarafından yapılan iyileştirmeler ve imâlâtlardan önceki hâli gözetilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın getirebileceği ecrimisilin belirlenmesi, buna göre ecrimisil isteği yönünden davalı M. hakkında bir hüküm kurulması gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere karar verilmesi de isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.