MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/3-2013/28Yanlar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakim raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece,davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar 16. Hukuk Dairesinin 11.05.2010 tarih 2010/2183-3657 E.K. sayılı ilamı ile " miras bırakan tarafından yapılan kazandırmanın taşınmazların aynı değil, alınmaları için ödenen bedel olduğu belirtilerek, murisin taşınmazların alımında ödediği bedelin, mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerin, paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kriterler dikkate alınarak hesaplanması, gerektiğinden bu konudaki uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş,mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar 16. Hukuk Dairesinin 26.09.2011 tarih 2011/6096-4777 E.K. sayılı ilamı ile " ...Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemi??tir. Bozmaya konu ilk karara esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde hesaplama yapıldığı belirtilmesine karşın, hesaplamada Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde hangi kriterlerin (faiz-döviz-tefe-tüfe-altın v.s.gibi) baz alındığı anlaşılamadığından, yerel mahkemeden bu eksikliğin giderilmesi talep edilmesine ve davacı tarafından da ödenen bedellerin tapuda gösterilenden farklı olduğuna ilişkin bir delil getirilmemesine karşın, muris tarafından davalı adına satın alınan dava konusu taşınmazların satın alma tarihindeki gerçek değerleri belirlenip, bu değerlerin ölüm tarihinde ulaştığı miktar bulunmak suretiyle tenkis hesabı yapılması isabetsizdir" gereğine değinilerek bozulmuş,mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak (usûli müktesep hak) kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.Öte yandan, Yargıtay'ın bozma kararına uymuş olan mahkeme,bu uyma kararı ile bağlıdır; daha sonra bozmaya uyma kararından dönerek direnme kararı veremez, bozma kararı gereğince inceleme yaparak yeni bir hüküm vermek zorundadır.Oysa somut olayda, mahkemece bozmaya uyulmasına ve bozma kararında gösterilen hukuki esaslar gereğince "murisin taşınmazların alımında ödediği tapu bedelinin mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerin paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kriterler dikkate alınarak" hesaplanan 06.12.2012 tarihli heyet bilirkişi raporu alınmasına karşın davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin, bu defa bozmaya uyma kararından dönerek taşınmazların murisin ölüm tarihindeki serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplanan 29.11.2007 tarihli heyet bilirki??i raporu doğrultusunda tenkise karar verilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca;bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesi dikkate alınarak murisin taşınmazların alımında ödediği tapu bedelinin mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerin paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kriterler gözetilerek hesaplanan 06.12.2012 tarihli heyet bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle tenkise karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.