MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/10/2013NUMARASI : 2010/927-2013/594 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyi z edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalıların kötüniyetinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ve kardeşleri Bülent, ve Gökhan tarafından Adana 1. Noterliğince 23.11.2009 tarihinde düzenlenen vekaletname ile dava dışı Hakan'ın vekil tayin edildiği, davacının 21.06.2010 tarihinde vekil Hakan'ı azlettiği, bilahare Adana 1. Noterliğinin 17.08.2010 tarih ve 19364 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile de vekil Hakan'ın, müvekkil Yakup adına işlemler yapması için dava dışı A.. B..'i vekil tayin ettiği, 19/8/2010 tarihinde davacıya vekaleten A.. B.. tarafından dava konusu 7178 ada 9 parselde yer alan A blok 16 nolu bağımsız bölümün davalı Meryem, 2 nolu bağımsız bölümün 1/5 payını davalı Gökhan, 4 nolu bağımsız bölümün 481/500 payını davalı Filiz ve aynı parsel B blokta bulunan 16 nolu bağımsız bölümün ise davalı Gönül'e temlik edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 26. ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kaspamına göre, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayandığı açıktır. Bilindiği üzere, mülkiyetin kazanılması için tapu siciline tescil edilmesi gerektiği gibi yapılan tescilin de geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle taşınmazı tapuda devralanın, taşınmaz mülkiyetini kazanabilmesi sebebe bağlılık ilkesi gereğince ancak tescilin geçerli bir hukuki sebebinin varlığına bağlıdır. Eğer tescil, haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın yapılmışsa bu tescil, yolsuzdur ve bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, mahekmece sadece vekil İsmet yönünden araştırma yapılmıştır. Oysa ki; dava konusu taşınmazların devri sırasında A.. B..'in vekil sıfatıyla hareket ederek davacıya vekaleten taşınmazları davalılara temlik ettiği halde dosya içerisinde adı geçene davacı tarafından verilmiş bir vekaletnameye rastlanmamıştır. Diğer taraftan davacının 21.06.2010 tarihinde azlettiği vekili Hakan'ın da davacı adına A.. B..'i yetkilendirdiğine dair bir belge de bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazların tesciline dayanak teşkil eden 17.08.2011 tarihli ve 11230 yevmiye numaralı akit tablosunda atıf yapılan Adana 1. Noterliğinin 17.08.2010 tarihli 19364 yevmiye numaralı vekaletnameden de vekil Hakan'ın sadece müvekkil Yakup yönünden A.. B..'i vekil tayin ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda değinilen ilke ve olgular dikkate alınarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.