MAHKEMESİ: FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 01/07/2010NUMARASI: 2008/131-2010/554Taraflar arasındaki davadan dolayı Fethiye 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.07.2010 gün ve 2008/131 esas 2010/554 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 22.02.2012 gün ve 14379-1752 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı M. C. vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, 45.500.-TL değer gösterilmek suretiyle açılmış, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Ancak, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın keşfen temlik tarihindeki değeri 129.500.-TL; dava tarihi itibariyle de 134.000.-TL olarak belirlenmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30, ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alıncak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30. madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK'nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır..." düzenlemesine yer verilmiştir.Hal böyle olunca, yukarıda yazılı ilkeler doğrultusunda işlem yapılmadan işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Anılan hususlar davalının karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan yargılama sonucu anlaşıldığından karar düzeltme isteğinin HMUK 440. maddesi uyarınca kabulü ile Dairenin 22.02.2012 tarih 14379/1752 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 01.07.2000 tarih 131/554 sayılı kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.