Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15749 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14651 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: BATMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/03/2007NUMARASI: 2001/1121-2007/92Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hakim ... ve Asli müdahil vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu bir kısım taşınmazlardaki davacıya ait payların vekili davalı B. D.tarafından diğer davalı Hakim .....16.06.1998 tarihinde satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.Asli müdahil B..D. ise harcını da yatırmak suretiyle davaya katılmış ve bağımsız hak talebiyle taşınmazların kendi adına tescilini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı belirlenmek suretiyle tapu iptal ve tescile karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının bu yöne ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Asli müdahilin temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli taşınmazlar ile dava dışı taşınmazların asli müdahile 19.03.1996 tarihinde satışının vaad edildiği ve 16.06.1998 tarihinde davacı vekilinin katıldığı işlemle çekişmeli taşınmazlardaki payların davalı Hakim .satış suretiyle devredildiği, aynı resmi akit ile asli müdahil B.D.ya da dava konusu payların dışındaki pay satışlarının yapıldığı, anılan işlemde asli müdahilin davaya konu paylarla ilgili bir tasarrufunun bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda dava (vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası) kanıtlandığına göre, asli müdahilin taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan hakkına dayanarak önceki kayıt maliki davacıya halef olacağı, diğer bir deyişle taşınmazın yeniden eski malik adına tescili gerektiğinin belirlenmesi karşısında, resmi şekilde düzenlenen satış vaadi nedeniyle doğrudan asli müdahil adına tescil edilmesi gerektiğinin usul ekonomisinin gereği olduğu göz ardı edilmek suretiyle asli müdahilin davasının reddi yönünde kurulan hükmün isabetli olduğu söylenemez.Kabule göre de; çekişme konusu 57 ve 162 nolu parsellerin ifraz gördükleri dosya kapsamından anlaşılmakla ifraz parselleri üzerinden hüküm kurulması gerekirken bu durumun dahi gözardı edilmiş olması da doğru değildir.Asli müdahilin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.