MAHKEMESİ: ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/05/2010NUMARASI: 2008/301-2010/356Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişmeli yerin tespiti, imar işlemin iptal edilmesi nedeniyle eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın yer aldığı alanda Seyhan Belediyesinin 38 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi'nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının yaptığı imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir. Davacı vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan çekişme konusu 630 m²'lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan Seyhan Belediyesince imar düzenlemesine alınarak binmeli olarak 2768 m²'lik 4957 ada 1 nolu imar parseli içinde tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de çekişmeli yerin park alanına terkedildiğini ileri sürerek, çekişmeli 630m²'lik kısmın tespiti ile taşınmazın eski hale iade edilerek Hazine adına tescili, mümkün olmadığı takdirde bedel istekli eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden dayanak imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile 638,41 m²'lik kısmın Hazine adına ihyasına karar verilmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ile geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 Sayılı Yasanın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazine'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Diğer taraftan; 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği de açıktır.Somut olaya gelince; Seyhan Belediyesince yapılan 38 nolu imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu uygulama neticesinde alınan bilirkişi raporu, encümen kararları, idare mahkemesinin Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar düzenlemesinin iptaline ilişkin kesinleşmiş ilamları ve aynı nitelikteki emsal dosyalardan anlaşılmaktadır. O halde; anılan 38 nolu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez.Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Kabule göre de; imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamanın iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin taşınmazın park alanında kaldığı gerekçesi ile sicilden terkinine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.