MAHKEMESİ: ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/11/2010NUMARASI: 2008/311-2010/718Yanlar arasında görülen kadastral parselin ihyası ile tescil,mümkün olmaz ise bedel davası sonunda, yerel mahkemece Seyhan Belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden davaya konu taşınmazın park - orman alanında kaldığı ve eski hale ihyasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tescil harici taşlık alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığı, her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat istekli eldeki davayı açmıştır. Dava konusu yerin, yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediye sınırları içerisine dahil edildiği ve bu nedenle davalı Seyhan Belediyesi'nin taraf sıfatının kalmadığı gözetilerek Seyhan Belediyesi yönünden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanıksız hale geldiği ve sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmiş olup, tescil harici taşlık alandan ihdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki; iptal edilen imar düzenlemesi gereği çekişme konusu ihdas parselinin geometrik olarak bulunduğu yerin park, yol ve orman gibi benzeri alanlara terkedilmiş olması da sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca; imar işlemlerinin idari yargı yerinde görülüp kesinleşen davalar ile iptal edildiği ve sicilin dayanağı kalmadığı gözetilerek eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da isabetsizdir. Davacı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.