Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15495 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12311 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNATYanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise, bedel isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, çekişme konusu taşınmazlarda miras bırakanın kızı davalıya bizzat yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek bu yöndeki bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının 20 nolu parsele yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan 'nın çekişme konusu 131 ada 20 parsel sayılı taşınmazı 05.12.1995 tarihli akitle, 6375 parsel sayılı taşınmazı ise 6.12.1996 tarihli akitle kızı davalı ...'e satış yoluyla temlik ettiği, davalının 6374 parsel sayılı taşınmazı ise 25.05.1984 ve 10.12.1996 tarihli akitlerle üçüncü kişiler ’tan satış suretiyle edindiği, daha sonra 6374 ve 6375 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile 409 ada 8 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, bilahare 409 ada 8 parselin ifraz edilmesi sonucunda 409 ada 7 ve 1820 ada 1 parselin meydana geldiği, 409 ada 7 parselin davalı ... ile dava dışı ... adına paylı mülkiyet üzere, 1820 ada 1 parselin ise davalı ... adına müstakil olarak tescilinin 1997 yılında yapıldığı, ardından 409 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerine toplam 10 adet bağımsız bölümden oluşan kat irtifakı kurulan bir bina inşa edildiği, davalı ...'in bu bağımsız bölümlerden 2 ve 4 nolu olanları dava dışı ...’a satış suretiyle aktardığı, diğer 8 adet bağımsız bölümün halen davalı ... adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasına gelince; gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.Bu durumda davacıların tenkis isteklerinin bulunmadığı gözetilerek davalının üçüncü kişiden edindiği 6374 sayılı parselin kabul kapsamına alınmasının doğru olduğu söylenemez. Ne varki, anılan parsel 6375 sayılı parselle tevhit bilahare ifraz edildiğine göre miras bırakan tarafından temlike konu edilen ve muvazaalı olduğu belirlenen çekişme konusu 6375 parsel sayılı taşınmazın miktarı gözetilerek davalının üçüncü kişilerden edindiği 6374 parsel sayılı taşınmazla tevhit ve ifrazından oluşan 1820 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 409 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan binadaki bağımsız bölümlere ne oranda yansıdığının bilirkişiden rapor alınmak suretiyle saptanması, belirlenecek miktara göre davacıların miras paylarının 1820 ada 1 parsel ve 409 ada 7 parseldeki bağımsız bölümlere yansıtılarak asıl davada iptal ve tescile, birleşen davada ise bedele hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.