Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15489 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16027 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL,TAPU İPTALİ, TESCİL TAZMİNATYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, ecrimisil isteği bakımından reddine, karşı davanın ise tazminat isteği yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 8.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Asıl dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil karşı dava ise, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın ecrimisil isteği bakımından reddine, karşı davanın ise tazminat isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davacı, 11911 ada 55 parsel sayılı taşınmazda 20/60 arsa paylı 1. kat 3 nolu meskeni; 22.12.1993 tarihinde edindiğini; davalının bu taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini; 5 yıllık ecrimisilin tahsilini istemiştir. Davalı, karşı davasında; üçüncü kişilere olan borçları nedeniyle, davacıdan borç para aldığını; buna karşılık taşınmazdaki malik olduğu 40/60 payı devrettiğini, aralarında 31.1.1994 tarihinde borcun ödenmesi durumunda, payın tapuda iade edileceğine dair 29.1.1993 tarihli sözleşme düzenlendiğini, kayınbiraderi ... 6.4.1994 tarihinde 3 nolu bağımsız bölümü davacıdan satın alarak satış bedelinin davacıya borca mahsuben ödediğini; kalan borcu ödemek istediğini olayda inançlı işlemin söz konusu olduğunu borcu ödemeye hazır olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen önceki hüküm, dairece, inançlı işlem iddiası bakımından taraf delillerinin değerlendirilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak, asıl davada, elatmanın önlenmesi isteği bakımından, karşı dava da ise, asıl istek olan tapu iptali ve tescil talebi bakımından bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Bilindiği gibi, mahkemelerce verilen kararların 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/2. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2.) maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.Somut olayda; açıklanan hükümlere uygun bir karar oluşturulduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, asıl davada, davacının çekişme konusu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesis edilmeden, ecrimisil isteğinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; aynı şekilde, karşı davadaki, asıl istek olan, tapu iptali ve tescil talebi bakımından da bir değerlendirme yapılmadan, neden bu hususta bir karar tesis edilmediği açıklanmadan, terditli diğer istek olan tazminat isteği bakımından hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca; tarafların tüm istekleri bakımından yukarıda değinilen yasa hükümleri gözetilerek gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 990.00.'ar-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 8.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.