Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15472 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12572 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2014NUMARASI : 2014/10-2014/114Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, yargılama sırasında ıslah yolu ile yola yapılan müdahalenin önlenmesi, bu kısım üzerindeki yapıların yıkımı ve ecrimisil de istenilmiş, bilahare ecrimisil isteği atiye terk edilmiştir.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, ''kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığına'' değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, müdahalenin keşfen belirlendiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, elatılan yerin ve yıkımı istenilen yapıların değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dilekçesinde dava değerinin toplam 8.000,00-TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, yargılama sırasında davanın ıslah edildiği, ancak ıslah harcının yatırılmadığı, yapılan keşifte yıkımı istenilen yapılar ile taşınmazların elatılan kısımlarının değerinin tespit edilmediği ve harç tamamlanmadığı gibi, hükümle birlikte karar ve ilam harcının 8.000,00-TL üzerinden belirlendiği görülmektedir. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri ile ilgili olarak keşfensaptanacak dava değeri üzerinden harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de, ıslah harcı alınmadan ıslah edilen kısımlar yönünden kabul kararı verilmesi de isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.