Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15398 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8717 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BANDIRMA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2011NUMARASI : 2006/1588-2011/369Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar S. S.,M.D. ve A. U..tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, M. S.. Sitesi Yönetimine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, çekişmeye konu duvarın tecavüzlü olduğu gerekçesi ile diğer davalılar yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; arsa vasıflı 1153 ada 1714 parsel sayılı taşınmaz ile kat mülkiyeti kurulu 1153 ada 1713 parsel sayılı taşınmazdaki 6 adet bağımsız bölümün davacıya ait olduğu, davalıların ise kat irtifakı kurulu komşu 1153 ada 1695 parsel ile, kat mülkiyeti kurulu komşu 1153 ada 1696 parsel sayılı taşınmazlarda bağımsız bölüm malikleri olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 1713 ve 1714 parsel sayılı taşınmazlarına komşu 1695 ve 1696 parsel maliki olan davalıların bahçe duvarlarının tecavüzlü olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Ne var ki; dosya kapsamı ve özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen çap kayıtlarından; bir kısım davalılara ait bağımsız bölümlerin yargılama sırasında el değiştirdiği ve yeni maliklerin davada yeralmadıkları görülmektedir. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK' nun l86. ve 6100 sayılı Yasanın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Hal böyle olunca, kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, öncelikle yukarıda değinilen usulü eksikliklerin giderilmesi bakımından hüküm bozulmalıdır. Davalılar S. S., M.D.ve A. U.'nun temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebini göre sair hususların şimdilik incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.