Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1537 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11346 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 21/07/2008NUMARASI: 2007/596-2008/381Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden paydaşı oldukları 19 parsel sayılı taşınmaza davalıların kaçak ev yapmak suretiyle haksız elattıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yapının levazım bedelinin tespiti ile enkaz bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalılar; yenileme kadastrosu ile oluşan 20 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını eski 165 parselde 14 özel parseli üzerindeki dava konusu evle birlikte satın aldıklarını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; davacılar iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilip, Tetkik Hakimi .aporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden davacıların (167) yenileme ile 19 parsel sayılı taşınmazda dava dışı kişilerle birlikte paydaşı oldukları, davalıların anılan yerde kayda dayalı bir haklarının bulunmadığı, komşu 165 (yenileme ile 20) parsel sayılı taşınmazda paydaş oldukları davalılara ait yapının bir bölümünün 19 parsele tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacıların özel parselasyon planında paylarının yol olarak bırakılan yere tekabül ettiğinden mülkiyet iddiasında bulunamayacakları gerekçesiyle dava reddedilmişse de; Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213, T.Kanununun 26.maddeleri hilafına tapulu taşınmazlardaki harici veya fiili taksim ancak o taşınmazın paydaşları yönünden bağlayıcı olup,3.kişilerin haksız eylemlerine hukukilik kazandıramaz Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davalıların, davacıların kayden paydaş oldukları 19 parsel sayılı taşınmazda üstün bir hakları yoktur.Bu durumda sözkonusu yapılaşmanın haklı ve geçerli bir nedene dayalı olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, davadaki istekler gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.