Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15367 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7185 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: ANAMUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/07/2011NUMARASI: 2009/32-2011/580Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, 18.12.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat E... K... Geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi,yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 291 ada 42 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup, davacıların kayden paydaş bulundukları ve edinimlerinin Anamur Kadastro Mahkemesi’nin 10.03.2004 tarih ve 1998/8 esas, 2004/1 karar sayılı derecattan geçmek suretiyle 08.11.2007 tarihinde kesinleşen ilama dayandığı anlaşılmaktadır.Ancak, çekişmeli taşınmazın tescil dayanağı karara yönelik olarak yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulduğu ve Anamur Kadastro Mahkemesi’nin 28.01.2009 tarih ve 1-1 sayılı kararıyla bu talep reddedilmiş ise de, bu kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 12.09.2011 tarih ve 2010/7782 esas, 2011/4970 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme aşamasında bozulduğu ve böylece yargılamanın yenilenmesi davasının derdest olduğu görülmektedir.Öte yandan, mahkeme gerekçesinde; Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/240 esas sayılı dosyasının incelendiği belirtilerek, davalılardan A... V... K..., Ş... Y... İ... Ve G... A... tarafından davacılar aleyhine çekişme konusu taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu ve mahkemece 08.04.2011 tarihinde kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği açıklanmıştır.Hemen belirtilmelidir ki, eldeki davada elatmanın önlenmesi isteği yanında yıkım isteği de bulunmaktadır. O halde, yukarıda değinilen gerek yargılamanın yenilenmesi davasının gerekse tapu iptal ve tescil davasının kabul edilmeleri halinde, eldeki davada yıkım isteğinin kabul edilmiş olması, ileride telafisi olanaksız bir zarar doğuracağından, eldeki dava bakımından, anılan davalar bekletici mesele kabul edilerek, sonuçlarına göre yıkım yönünden bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön gözardı edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Kabule göre de, yargılama sırasında keşfen belirlenen dava değeri itibariyle noksan harç tamamlanmadığı halde, kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde fazla avukatlık parasına hükmedilmiş olması da doğru değildir.Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.