Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15350 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9761 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : VAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2013/475-2014/90 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi...raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ile eksik yazılan kimlik bilgilerinin eklenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu konusu 21, 35, 119, 151, 191, 511 ve 673 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında Memet kızları Sebiha Ağın, F.. T.., N.. A.. ve İ.. A..'ın kimlik bilgilerinin yanlış ve/veya eksik yazıldığı saptanmak suretiyle mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)nun 297/2. maddesinde “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme karşısında uyuşmazlığın çözümlenmesine karar veren mahkemenin, davanın kanıtlanması durumunda kuracağı hükmün açık, net ve infaza elverişli olması gereklidir. Ayrıca tapu sicilinde yapılacak tescil, terkin ve düzeltim gibi işlemler, doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince kamu düzenini ilgilendirdiğinden, bu hususların kendiliğinden gözönüne alınması gerektiği de açıktır. Ne var ki; mahkemece kurulan hükmün infaza elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Zira dava konusu 673 parsel sayılı taşınmazda kaydı düzeltilmek istenen tüm paydaşların pay oranının aynı(3/44) olmadığı ayrıca, paydaşlar S.. .. ve N..'nın kimlik bilgilerinin tüm parsellerde aynı şekilde hatalı yazılmadığı, 511 ve 673 parsellerdeki hatalı yazımların farklı olduğu gözetilmeden tüm parsellerde pay oranları ve hatalı yazımlar aynıymış gibi hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca, S.. A...ve F.. T..'ın baba adlarının tapu kayıtlarında Memet olacak yerde Mehmet olarak yazıldığı ileri sürülerek kayıtların düzeltilmesinin istendiği ve bu kişilerin nüfus kayıtlarının bir kısmında baba adlarının "M.", bir kısmında ise "Mehmet" olarak yazıldığı ancak mahkemece bu hususta herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Bu durumda mahkemece, ilgili nüfus müdürlüğüne müzekkere yazılarak nüfus kayıtları arasındaki farklılığın neden kaynaklandığının sorulması, gerekirse davacı tarafa süre verilmek suretiyle, nüfus kayıtlarının idari yoldan düzeltilmesini sağlama imkanı tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kardeşlerin baba adlarında çelişki oluşturacak ve dava kabul edildiği halde talebe aykırı olacak biçimde karar verilmiş olması hatalıdır. Diğer taraftan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, Tapu Müdürlüğünün ilgili sıfatı ile yer alması ve davanın niteliği gereği, maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerekirken, davalının harçtan muaf olduğu gerekçesiyle peşin harcın davacıya iadesine karar verilmiş olması da doğru değildir. Hâl böyle olunca mahkemece, doğru sicil oluşturma ilkesi ve HMK'nun 297/2. maddesi hükmü gözetilerek, yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre infaza elverişli, açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.