MAHKEMESİ: MUTKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/11/2012NUMARASI: 2012/88-2012/112Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; çekişmeli taşınmazların kamulaştırma yoluyla Hazine adına tescil edildiği, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gibi hak düşürücü sürenin de dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Bitlis İli, Mutki İlçesi,Yenibağ Mahallesinde, yer alan 141 ada (eski 1), 59, 60, 65, 66, 67, 68 parsel sayılı taşınmazların afet evleri yapılmak üzere Bayındırlık ve İskan Bakanlığı-Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 04/12/1980 tarihinde kamulaştırıldığı, daha sonra Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 28/02/2006 tarih ve 427 sayılı yazıları ile 23/03/2006 tarihinde tahsis yoluyla 141 ada, 59,60,65,66 parseller bakımından davacı adına sicil kaydı oluşturulurken 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazların ise Hazine adına kayıtlı kaldığı anlaşılmaktadır.Davacı, 7269 sayılı Yasanın 31. maddesi uyarınca; üzerinde bina inşaa ettiği 141 ada, 67 ve 68 nolu ( Afet Kütüğü 1 ada, 67 ve 68 ) parsellerin tahsis yoluyla adına tescil edilmesi gerekirken hatalı olarak 141 ada, 59, 60, 65 ve 66 (Afet kütüğünde 1 ada, 59, 60, 65 ve 66 ) sayılı parsellerin tescil edildiğini, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tahsis işleminin yapılmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Ne var ki; mahkemece hükme yeterli ve elverişli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; mahkemece yapılan keşif sonucu alınan 09/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarda hak iddia ettiği, yapısının ise dava dışı 63, 65, 66 ve 67 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde yer aldığı hususunun saptanması ile yetinildiği, tahsis kararları ile dayanak belge ve krokilerinin getirtilerek zemine uygulanmadığı, davacının iddialarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, uzman bilirkişiler aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılması, tescil işleminin dayanağı tahsis kararlarının dayanak tüm belge ve krokilerinin merciinden getirtilerek, zemine uygulanması, davacı adına tahsis edilen parsellerin denetime olanak verecek şekilde zeminde saptanarak krokiye yansıtılması, bu konuda tüm taraf delilleri toplanarak çekişmeli parsellerin davacının kullanımında olup-olmadığının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.