MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda yerel mahkemece davacı ... bakımından davanın açılmamış sayılmasına, davacı ve müdahil davacı bakımından ise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacı ... bakımından davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacı ... ve müdahil davacı ... bakımında ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 721 ve 722 parsel sayılı taşınmazların tarafların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, tarafların paylı mülkiyet üzere malik oldukları, iştirakçilerden ...'in davaya müdahil olduğu, ... 'nın ise dava dışı kaldığı anlaşılmaktadır.Davacıların; çekişmeli taşınmazları davalı ile yaptıkları harici taksim ile 1/3 oranında paylaştıklarını, davalının bu paylaşıma uymayarak kendilerine isabet eden bölümde yapılaştığını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, yargılama sırasında davacılardan ...'ın davayı takipsiz bıraktığı, iştirakçilerden ...'in davacılar yanında davaya katıldığı görülmektedir.Öncelikle belirtmek gerekir ki; Türk Medeni Kanununun 693/son maddesi gereğince, “paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir”. Öte yandan Türk Medeni Yasası'nın 701 ila 703. maddeleri arasında elbirliği mülkiyetine ilişkin yasal düzenlemelere yer verilerek, aynı Yasanın 702/4. maddesinde "....ortaklardan herbiri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanırlar ”. hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler karşısında davacının tek başına dava açma hakkının bulunduğu kuşkusuzdur.Öte yandan; taşınmazda kullanım bakımından yapılan harici taksime hukuken değer izafe edilebilmesi için hak sahibi olan tüm paydaşların taksim olgusuna iştirak etmesi zorunludur. Bazı paydaşların kendi aralarında yaptıkları taksim sözleşmesinin, sözleşme dışında kalan paydaşları bağlamayacağı, bir başka ifadeyle anılan sözleşmeye değer verilemeyeceği tartışmasızdırDiğer yandan; paylı mülkiyet rejiminde, her paydaşın taşınmazdan payı oranında yararlanması asıldır. Değinilen mulkiyete tabi taşınmazda paydaşın çekişmesiz kullandığı bir bölüm var ise paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur.O halde somut olay yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; çekişmeli taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, davanın tarafları ile dava dışı kalan iştirakçi ... 'nın taşınmazda paydaş bulundukları, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesinin ve fiili kullanım biçiminin oluşmadığı, davacılardan davayı takip eden ... 'ın taşınmazlardan 722 parsel sayılı taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı bir bölüm bulunduğu gözetilerek anılan parsel bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının anılan parsele yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince;Davaya konu taşınmazlardan 721 parsel de elbirliği mülkiyetine tabi olup mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile anılan taşınmazın tamamının davalı tarafın tasarrufunda bulunduğu sabittir. Her ne kadar davalı yan paylaşım iddiasında bulunmuş ise de tüm paydaşları kapsayan paylaşım olmadığı gibi parsel bazında yapılan taksimin de geçerli olmadığı Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ile de benimsenmiştir. Bu durumda savunmaya itibar edilerek ve paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda ortaklardan birinin dava açabilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle anılan parsel bakımından da davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.Halböyle olunca; davacı ... davalı ile birlikte 721 parselde paydaş olduğuna ve taşınmazda kullandığı bir bölüm bulunmadığına göre TMK'nin 702/4. maddesi de gözetilmek suretiyle paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi için karar bozulmalıdır.Davacı ...'ın temyiz itirazları değinilen yön itibarıyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.