Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15325 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11981 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen tapu iptalil ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleştirilen dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, 2221 parsel sayılı taşınmazdan 400'er m²'lik kısmı davalı Hazineden satın alarak edindiklerini, bu parselle ilgili olarak zaman içinde birtakım değişiklikler yapıldığını, ilk aldıklarında tapudaki paylarının 400/30413'er pay olduğunu, daha sonra 2221 parselin alanının 70.597 m²'ye genişletilerek kendilerine 400/70597'şer pay verildiğini, 2221 parsel sayılı taşınmazda malik oldukları alanın 400'er m² olduğu hususunda tartışma bulunmadığını, fakat Orman Bakanlığı ve Hazine tarafından taşınmazın paydaşları aleyhine açılan dava sonucunda taşınmazın bir kısmının 2/B alanı olduğu gerekçesiyle iptal edilerek 35.113 m²'lik kısmın tapu malikleri üzerinde bırakılmasına karar verilerek kesinleştiğini, anılan kararın infazı aşamasında başından beri taşınmazda malik oldukları alanın 400 m² olduğu gözetilmeden ve ilamda herhangi bir hüküm bulunmamasına karşın tamamı 35.113 m² olarak kendileri adına tescil edilen 3335 sayılı parselde hisseleri 400/70597'şer pay olarak yazılarak sahip oldukları alanın düşmesine neden olunduğunu ileri sürerek 3335 parsel sayılı taşınmazdaki 400/70597 olan paylarına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile paylarının 400/35113 olarak tespit ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Hazine, kararın infazında herhangi bir hata bulunmadığını, tapunun bir kısmının iptal edilmesi halinde iptal edilen kısmın müşterek maliklere hisseleri oranında yansıyacağını, orman ve 2/B alanı çıktıktan sonra kalan kısımda tapu maliklerinin hisse oranlarının korunarak tescil yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmaza ait tapunun bir kısmının iptal edilmesinin müşterek maliklere payları oranında yansıyacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2221 parsel sayılı 30.413 m² yüzölçümlü taşlık, fundalık, tarla vasıflı taşınmazın tamamı Hazine adına kayıtlı iken 19.02.1985 tarihinde 400 m²'si (yığma konut) için davacı ... Temur'a, aynı tarihte 400 m²'si için de davacı ...'ye Hazine tarafından Tapu Tahsis Belgesi verildiği, daha sonra taşınmazın 400/30413 payının ..............'e 14.02.1989 tarihinde, 400/70597 payının da ...........'e 11.7.1990 tarihinde tapuda satılarak devredildiği, taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Müdürlüğünün 08.03.1989 tarihli yazısı ile 30413 m² olmayıp 70597 m² geldiği gerekçesiyle 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi uygulaması yapılarak tashihen tesciline karar verildiği, davacıların payının da 400/70597 paylarla adlarına tescil edildiği, taşınmaz tapuda 70.597 m² olarak kayıtlı iken Orman Genel Müdürlüğü tarafından kayıt malikleri aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasında 1406 m²'lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline karar verilerek bu kısmın 10.03.2004 tarihinde ifraz edildiği, Orman Bakanlığı ile ... tarafından kayıt malikleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda 2221 parsel sayılı 69.191 m² yüzölçümündeki taşınmazın 34.078 m²'lik bölümünün tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, 35.113 m²'lik bölümün ise tapu malikleri üzerinde bırakılmasına karar verilerek kesinleştiği, 15.06.2011'de hükmen ifraz görerek 3335 nolu parselde 400/70597'şer payın davacılar, 68997/70597 payın Hazine adına tescil edildiği, yargılama sırasında yapılan keşifte saptandığı üzere davacıların kullanımındaki alanın tapu tahsis belgesi ile uyumlu olarak 400'er m² olduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup, bunlar: Tescil, Sicilin güvenilirliği (aleniliği ), Hazine'nin kusursuz sorumluluğu ve geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur.Somut olayda; davacılar, Hazineden, 2981 sayılı yasa uyarınca, Tapu Tahsis Belgesi ile 400'er m² yer satın almışlardır. Her ne kadar dava konusu taşınmazın yüzölçümü düzeltilerek miktarı yükseltilmiş, sonra da hükmen taşınmaz ifraz edilmişse de ifraz edilen taşınmaz da yine Hazine adına tescil edilmiştir.Bu durumda, ifraz parseline davacıların 400 m²'ye isabet eden payı taşınmadığına göre davacılar adına tahsis edilen payın taşınmaz üzerinde korunacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken davacıların hak kaybına neden olacak şekilde yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.