Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15220 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12144 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.12.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat, temyiz edilen davalı ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacılar, davalı ... ile ortak mirasbırakanları İsmail'in kayden maliki olduğu dava konusu 2350 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu dairede murisin ölüm tarihi olan 25.09.2008 tarihinden beri karı – koca olan davalıların oturduğunu, davalı ...'in diğer davalı aleyhine 28.02.2011 tarihinde boşanma davası açtığını ve davalı ...'ın anılan dava açıldıktan sonra dava konusu taşınmazdan ayrıldığını, ancak diğer davalı ...'in oturmaya devam ettiğini ve kendilerine bir bedel ödenmediği gibi sözlü ve yazılı ihtara rağmen taşınmazı tahliye etmediğini ileri sürerek, haksız müdahalenin önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ..., dava konusu dairede mirasçılar arasında bir paylaşım yapılmadığını, mirasçı olan davalı ... ile evlilik birliğinin devamı süresince taşınmazda kaldığını, boşanma kararı kesinleştikten sonra makul süre içinde ise taşınmazdan ayrıldığını, anılan dairede kendisi dışında çocuklarının da yaşadığını, davanın sadece kendisine yöneltilmesinin kötüniyetin göstergesi olduğunu, ayrıca davacılardan ikisinin de dava konusu taşınmazda kullandıkları daire bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., murisin ölümünden önce dava konusu dairede eski eşi olan diğer davalı ... ile yaşamaya başladıklarını, davacıların miras haklarının doğduğu zamandan beri taşınmazı tahliye etmelerini söylediklerini ve bu durumun ..... tarafından da bilindiğini, kendisinin 2011 yılının Ocak ayında taşınmazdan ayrıldığını, anılan tarihten sonrası için bir sorumluluğunun olmadığını belirtmiştir.Mahkemece, yargılama devam ederken dava konusu taşınmazın tahliye edildiği ve elatmanın önlenmesi istemi konusuz kaldığından bu talep bakımından karar verilmesine yer olmadığına, davalıların dava konusu taşınmazı haksız olarak kullanımlarının ispat edilemediği gerekçesiyle ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın tahliye edilmesi sebebi ile konusuz kalan elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu konudaki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne var ki; ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, kayıt malikinin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olup, davacılar tarafından davalı ...'e 24.02.2012 tarihinde gönderilen ihtarnamenin tebliğ edildiği 29.02.2012 tarihi itibariyle artık .....'in iyiniyetinden sözedilemeyeceği açıktır. Öte yandan, ecrimisil davalarının haksız fiil benzeri davalar olduğu ve dava tarihi sonrası için ecrimisile hükmedilemeyeceği de şüphesizdir.Hâl böyle olunca; ihtarnamenin davalı ...'e tebliğ edildiği 29.02.2012 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ecrimsil isteği bakımından davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...'in temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacılar vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, 29.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.