Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 152 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12377 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: ADANA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/05/2006 ve 9/10/2006NUMARASI: 2004/1154-149Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, maliki bulundukları parsel sayılı taşınmazların, intifa hakkı sahibi Ş..E... tarafından davalıya icara verildiğini, intifa hakkı sahibinin vefat ettiğini, davalının haksız elatan durumuna düştüğünü, taşınmazları teslim etmediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, kiracılık sıfatının devam ettiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile çekişmeliparsel sayılı taşınmazlara, davacının tavzih istemi üzerine, ek kararla da ...parsel sayılı taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Karar ve ek karar taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16/1/2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A..Y..K..ile yine temyiz eden E. C.vs.vekili Avukat geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği ile parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak açılmış, mahkemece kurulan kısa kararda davanın kabulüne denilmek suretiyle hüküm kurulmuş, gerekçeli karar yazılırken ..parsel sayılı taşınmaza hükümde yer verilmemiştir.Davacı vekilinin talebi üzerine söz konusu . parsel hakkında da tavzihen hüküm kurulması yoluna gidilmiştir. HUMK'nun .ve takip eden maddeleri, anlamında karardaki açık olmayan kuşkulu ya da birbirine aykırı hüküm fıkralarının düzeltilmesi olanaklı ise de hükmü değiştirecek ya da hükme yeni bir şey ilave edecek şekilde düzeltme kararı yazılmasına olanak yoktur. Usulün belirtilen hükümleri dikkate alındığında mahkemece verilen tavzih kararın yasaya uygun olduğu söylenemez. Davalının tavzih hükmüne yönelik temyiz itirazları yerindedir.Öte yandan, HUMK'nun 381, 388 ve 389.maddeleri hükümleri gereğince asıl olan mahkemece kurulan kısa karar olup, gerekçeli kararın da buna uygun olarak yazılmasıdır. Belirtilen anlamda uyum göstermeyen kararların usüle uygun olduğu söylenemez. Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne denmiş olmasına karşın gerekçeli kararda dava konusu edilenlerden .parsel sayılı taşınmazın hüküm dışı tutulması doğru görülemez.Hal böyle olunca, tavzihe ilişkin mahkemece kurulan 9.10.2006 tarih 1154/149 sayılı kararın bozularak ortadan kaldırılmasına, kısa karara aykırı olarak yazılan gerekçeli kararın HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.1.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.