Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1519 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13603 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/04/2012NUMARASI: 2010/479-2012/218Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı İ. G. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan deliller ile ; kayden davacıya ait çekişme konusu 304 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir nedenleri olmadan müdahale ettikleri belirlenmek ve benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı İ.G. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmaza davacının 11.06.1993 tarihinden beri malik olduğu, davalı İsmail'in ise teknik bilirkişinin raporu ekinde yeralan krokide (C) ile gösterilen bölümü uzun yıllardır kullandığı keşfen sabittir. Kaldı ki bu husus davacının da kabulündedir. Davacı bu süre içerisinde davalı tarafa bir ihtar veya uyarı da yapmış değildir. Öyle ise, taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu'nun 299. maddesinde öngörülen (6098 sayılı TBK'nun 379 maddesi) ariyet akdi (kullanım ödüncü) niteliği taşıdığı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere ariyet akdi sözlü yapılabileceği gibi yazılı da yapılabilir ve aynı zamanda muayyen bir müddet için yapılabileceği gibi aynı Yasanın 303. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK'nun 383. maddesi) gayrımuayyen bir müddet içinde yapılması da olanaklıdır. Ariyet veren şeyi, ne müddetini ne de niçin kullanılacağını tayin etmeyerek vermiş ise dilediği vakit geri alabileceği BK'nun 304. maddesi hükmü (6098 sayılı TBK'nun 384. maddesi) gereğidir. Bu durumda dava açılmakla muvafakatin geri alındığı ve BK'nun 304. maddesi (6098 sayılı TBK'nun 384. maddesi) gereğince de akdin feshedildiği kabul edilmelidir. O halde, dava tarihinden önceki dönem için davalı İsmail'in fuzuli şagil sayılamayacağı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de; davalının çekişme konusu yeri kendi adına kullandığı, zeminde her davalının müdahale ettiği bölümün farklı olduğu saptandığı göre, davalının, taşınmazda elattığı kısmın dava tarihindeki değeri ile bu bölüm için belirlenen ecrimisil değeri toplamı üzerinden yargılama giderlerinden sorumlu tutuması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile diğer davalılarla müteselsilen sorumlu tutulmuş olması da isbetsizdir. Davalı İ.G.vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.