Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15178 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13115 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, kayden paydaş oldukları 3830 parsel sayılı taşınmazın daha önce 2942 sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aracılığı ile davalı adına kamulaştırıldığını, 12.09.2002 tarihinde davalı adına tescil edilmesinden sonra davalı tarafından kamulaştırmadan vazgeçildiğini, açtıkları tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkeme kararı ile 12.11.2009 tarihinde adlarına tescil edildiğini, bu süre içerisinde taşınmazın davalılar tarafından kullanılmadığını belirterek, 12.09.2002-12.11.2009 dönemi için 100.000 TL, ıslah ile 125.639 TL ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, dava konusu taşınmazın maden ruhsatı ve işletme iznine dayalı olarak kamulaştırıldığını, işgalci olmadıklarını, boş durduğunu beyan etmiş, ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen 31/05/2012 tarihli karar Yargıtay ... Hukuk Dairesince; “...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu 3830 Parselde bulunan 2.446 m² taşınmazın değerinin %5'ine göre geriye doğru 5 yıllık 07.04.2006-12.11.2009 dönemi için 125.639 TL ecrimisil bedeli hesaplanmıştır. Oysa, ecrimisil hesaplanırken işgal edilen ilk yıl için (2006), dava konusu taşınmazın emsal taşınmazların rayiç kira bedelleri dikkate alınarak mevcut haliyle getirebileceği ecrimisil bedeli hesaplandıktan sonra takip eden yıllar için ÜFE artış oranında artırılarak hesaplanması gerekir. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Ayrıca, davalı vekilinin 11.05.2012 tarihinde ıslah edilen 25.639 TL ile ilgili süresinde zamanaşımı def'i bulunduğuna göre bu tarihten geriye doğru 5 yıllık dönem için zamanaşımına uğrayan miktar araştırılmadan talep edilen alacağın tamamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan başka, davacılar vekilinin kademeli faiz talebi olmamasına rağmen hükmedilen ecrimisilin yıllara göre ayrı ayrı faizi ile tahsiline karar verilmesi ve son olarak ıslah dilekçesinde ıslah edilen miktar hakkında faiz talep edilmemesine rağmen ıslah edilen miktar yönünden de faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle, bozma ilamına uyularak ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu tazminat olup en azı kira geliri en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İBK'ı uyarınca ecrimisil istemleri beş yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın 07.04.2006-12.11.2009 tarihleri arasında davalının mülkiyetinde bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, davacı tarafından ıslah 11.05.2012 tarihinde yapılmıştır. Mahkemenin, zamanaşımına uğradığını belirttiği 2006 dönemi zaten dava dilekçesinde istenen dönemdir. Islah edilen kısım başlangıcı 11.05.2007 tarihinden sonraki dönem olup ıslah edilen kısım itibari ile 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu sebeple ıslah tarihi olan 11.05.2012 tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için bilirkişi incelemesiyle belirlenen ecrimisile hükmedilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar vekilinin, temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.