Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15158 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2568 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİYanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.11.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... vekili Avukat ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Asıl ve birleşen 2008/108 esas sayılı dosyanın davacıları ... maliki oldukları 105 ada 1, 2, 3 ve 213 parsel sayılı taşınmazlardan davalılardan ...'nin, davalı ... ile davalı Bakanlığın tahsislerine dayanarak bir kaç yıldır taş ve ilgili malzemeyi çıkartarak aynı yerde araçları ile kırdırmak suretiyle mıcır imalatı yaparak piyasaya sattığını, kendilerinin bu oranda zarar gördüğünü ileri sürerek, davalıların taşınmazlara el atmalarının önlenmesine, bu taşınmazlardan alınan malzemenin kırılarak kum ve mıcır haline getirilerek satılması nedeniyle tazminata karar verilmesini istemişlerdir.Birleşen 2010/179 Esas sayılı davanın davacıları ... ise, davalılar ... ve ... aleyhine, davacı ... 'dan dava konusu 105 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin mülkiyet ve davadaki haklarını devraldıklarını, davalılar tarafından, 105 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlardan ruhsatsız ve izinsiz maden çıkarıldığını, mülkiyetten ve aynı yere ilişkin maden ruhsatından kaynaklanan hakları bulunduğunu, davalıların ruhsatsız ve izinsiz maden çıkarıp pazarlamak suretiyle haksız kazanç elde ettiklerini ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı ... Şirketi; davaya konu yerde işletilen mıcır ocağı ve işle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını; davalı ...; Nizamnamesini göre ... Müdürlüğünden devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 20.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın taş ocağı olarak kullanılmak üzere Belediyeye tahsis edildiğini, ruhsat ve işletme izninin verildiğini, bu taş ocağının işletilmesinden dolay davacıların taşınmazına herhangi bir tecavüzün bulunmadığını; davalı Bakanlık ise, davalı Bakanlığa husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Birleştirilerek görülen dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve maddi tazminat isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davaya konu 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 6352,50 TL'nin davacı ... Şirketine; 105 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 15.000,00 TL'nin davacı ... Şirketine; 105 ada 213 parsel sayılı taşınmaz yönünden 10.000,00 TL'nin davacı ...'e ödenmek üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den tahsiline; davaya konu, 1, 2 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara yönelik elatmanın önlenmesi taleplerinin halen devam eden bir müdahale mevcut olmadığından konusuz kalması nedeniyle reddine; davalı .... Bakanlığı hakkındaki davanın ve dava konusu 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ... Şirketi aleyhine açılan davaların husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, davalı ... yanında, davalı ... Şirketinin davaya konu 105 ada 1, 2 ve 213 parsel sayılı taşınmazlarda faaliyette bulunduğu, iş makinalarının çalıştığı, taş ocağının girişinde ...nin tabelasının bulunduğu tanıklarca ifade edildiği halde, bu husus tam olarak açıklığa kavuşturulmamıştır. Dava konusu 105 ada 1, 2 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara, davalı ... Şirketinin bir müdahalesinin olduğunun belirlenmesi halinde bundan dolayı meydana gelen zarardan davalı ... ile birlikte sorumlu tutulması gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan, birleşen 2010/179 esas sayılı davanın davacıları olan şirketlerin davaya konu 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin maden işletme ruhsatlarının bulunduğunu, ruhsat alanları içerisine davalıların müdahale etmeleri nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek ayrıca talepte bulundukları halde, sonradan hak ve alacağı temlik almak suretiyle davacı olan maden ruhsatı sahipleri olan davacı şirketlerin, bu ruhsata dayanarak daha önceden doğmuş hak ve alacakları değiştirmeleri ve doğmuş bulunan bu hak ve alacaktan fazlasını talep etmeleri mümkün olmadığı gerekçesiyle, taşınmazda oluşan zarar miktarının hüküm altına alınmasına karşın ruhsattan kaynaklanan maddi zararın tazminine ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, davalı ... şirketinin davaya konu 105 ada 1, 2 ve 213 parsel sayılı taşınmazlara dava tarihi ve öncesi itibariyle müdahalesinin olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, müdahale edildiğinin belirlenmesi halinde bu nedenle oluşan zarardan diğer davalı ... ile birlikte sorumlu tutulması; ayrıca, davacı şirketlerin, ruhsat alanlarının belirlenmesi, davalılar ... ve Belediye tarafından, davacı şirketlerin ruhsat sahasına müdahale edilip edilmediğinin, müdahale edilmiş ise bu nedenle oluşan zararın bilirkişi marifetiyle belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 990.00.-'ar TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.