Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15147 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11394 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2012NUMARASI : 2009/172-2012/75Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece yargılama sırasında isteğin tazminata dönüştürülmesi üzerine 165.000 TL tazminatın tahsiline ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle Tetkik Hakimi ....raporu okundu, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, anneleri muris H..'nin oğluna aşırı derecede düşkün olduğunu ölmeden önce kızından mal kaçırmak amacıyla 136 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma akti ile davalıya devrettiğini, murisin akit sırasında temyiz kudretine sahip olup olmadığının bilinmediğini, olayda ölünceye kadar bakma aktinin şartlarının gerçekleşmediğini temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muvazaalı olduğunu, ileri sürerek 14 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının miras payı olan 1/2'sinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında taşınmazın 3.kişiye satılması nedeniyle davaya davalı M.E.E. E.aleyhine tazminat davası olarak devam ettiğini, taşınmazın değerinin 1/2'si olan 165.000,00 TL'nin murisin ölüm tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında murisin ehliyetli olup olmadığı konusunda herhangi bir iddiada bulunmamıştır.Davalı, tarafların anneleri H.'nin bakıma muhtaç ve hasta olduğunu, davacının murise bakmadığını, murisin kendisine bakıp gözetmeyeceği sonuç ve kanaati ile oğlu olan davalıya bakma ve gözetme şartı ile ölünceye kadar bakma aktini yaptığını, muris H.'nin ölünceye kadar akli melekelerinin son derece yerinde olduğunu, bu hususun doktor raporu ile tevsik edildiğini, ortada muvazaalı akit bulunmadığını, davanın haksız ve yersiz açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Dahili davalı İ.M. dava konusu 14 nolu daireyi malik M. E. E. E.'den emlakçı aracılığı ile tapuda yazılı miktar üzerinden satın aldığını, davacı ile davalıyı tanımadığını, taraflar arasındaki ihtilaftan haberi olmadığını , satın aldığında taşınmaz üzerinde herhangi bir kısıtlılık bulunmadığını, iyi niyetli 3.kişi olduğunu bildirip, hakkındaki talebin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların murisi ile davalı arasında yapılan ölünceye kadar bakma akdinin şartlarının bulunmadığı, mirastan mal kaçırmak amacıyla yapılan muvazaalı bir akit olduğu, taşınmazın davadan hemen sonra 3.kişiye satıldığı, 3.kişi davaya dahil edilmesine rağmen davanın davalı aleyhine bedele dönüştürülmüş olduğu gerekçesiyle davacının payı oranında bedele hükmedilmiştir.Bilindiği üzere BK'nun 511 ve devamı maddelerinde düzenlenen ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir sözleşmedir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusuda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. Somut olayda; mirasbırakan Halise'nin dava konusu bağımsız bölümü davalı oğluna24.07.2008 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği,murisin taraflardan başka mirasçısının olmadığı,mirasbırakanın kayden paydaşı olduğu dava konusu olmayan 2 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını eşit olarak çocukları olan taraflara devrettiği,ölene kadar dava konusu taşınmazda oturduğu ve bakıcısının olduğu,miras bırakanın sağlığında dava açmadığı, davalının da miras bırakanın sosyal, beşeri her türlü ihtiyacını gidermek suretiyle bakıp gözettiği, aksi kanıtlanamayan tanık ifadeleri ile sabittir.Bu durum karşısında ölünceye kadar bakım akdiyle devredilen taşınmazın temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Öyle ise;davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değidir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.