Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15146 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13167 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2011/435-2013/157Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.09.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat V.K. ile temyiz edilen vekili Avukat A. G. Avukat S. Ö. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava; hata, hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere; davada ileri sürülen hususların değerlendirilebilmesi öncelikle yöntemine uygun olarak açılmış ve harçlandırılmış bir dava ile mümkündür. Oysa somut olayda; davanın 30/11/2011 tarihinde 200.000,00.-TL. değer gösterilerek ve başvuru ve nispi harç adı altında 18.40.-TL. harç yatırılmak suretiyle açıldığı, davalı tarafın dava değerinin eksik bildirildiğini, mahkemece belirlenecek dava değeri üzerinden eksik nispi harcın tamamlanması gerektiğini belirterek itirazda bulunması üzerine mahkemece dava konusu taşınmazların değeri keşfen belirlendiği hâlde, harç ikmali yapılmadan yargılamanın bitirildiği başka bir anlatımla; mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği hâlde dava dilekçesinde bildirilen değer üzerinden nispi harç alınmadan ve keşfen dava değeri belirlendiği halde harç ikmâli yapılmadan açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler gözetilmeden sonuca gidildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda 1086 sayılı HUMK’nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna bağlı olarak alınacak harcın iptal ve tescil davasına konu taşınmazın değeri toplamından (04.03.1953 tarihli, 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ) ibaret olacağı kuşkusuzdur.492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır. Anılan Yasanın 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Hâl böyle olunca; öncelikle dava dilekçesinde davaya konu edilen taşınmazlarla ilgili olarak bildirilen değere davalı tarafından itiraz edildiğine ve mahkemece dava değeri keşfen belirlendiğine göre, belirlenen bu değer üzerinden eksik harcın tamamlattırılması ondan sonra iddia ve savunmalar gözetilerek delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün anılan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.