MAHKEMESİ : ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2007NUMARASI : 2006/441-2007/348Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 127 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalının bina inşa etmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazı kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının binanın maliki olmadığı gerekçesiyle davanın Reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı Hazine adına kayıtlı olup, taşınmaz üzerindeki kargir dükkanın dava dışı ve davalının kardeşi olan S.C.Ş. ait olduğuna dair muhdesat şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; çekişme konusu taşınmaz sicil kaydında dava dışı kişiye ait yapıdan kaynaklanan muhdesat şerh sahibinin davada yer olmadığı ve ona karşı açılan bir dava bulunmadığı gözetildiğinde mahkemece yıkım isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının, öteki değinilen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Diğer temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalı V.aynı zamanda lehine şerh konulan dava dışı S.C.Ş.babaları tarafından yapıldığı ve murusin erkek çocuklarınca sahiplenilerek davalı tarafından da 3.kişilere gazino olarak kullanılmak üzere kiralandığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, davalının taşınmazdaki binayı kiraya vermek suretiyle yarattığı muaraza karşısında elatmadığı kabul edilemez ve söylenemez.Hal böyle olunca; Türk Medeni Kanununun 683.maddesi hükmü gereğince davalının eyleminin hukuki elatma olarak değerlendirilmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.