Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15115 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10870 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SÖKE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/01/2014NUMARASI : 2013/278-2014/23Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakan ....................'nin mirasçıdan mal kaçırmak ve saklı payı ihlal etmek kastıyla 277, 241, 818 ve 1231 parsel sayılı taşınmazları bağış ve satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, murisin temlik tarihlerinde yaşlı ve akıl zayıflığına duçar olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalılar, kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürede dava açılmadığını, dava konusu taşınmazların imar ve ihyasını kendilerinin yaptığını, karşılıksız bağış bulunmadığını, murisin bakımını kendilerinin yaptığını, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davanın ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “ miras bırakanın vasiyetname ve miras mukavelesi şeklinde yapmış olduğu tasarruflar ile bağış gibi sağlar arası temliklerin TMK'nun 560 ila 571. maddelerinde düzenlenen tenkis davasına konu teşkil edeceği tartışmasızdır. O halde, miras bırakan tarafından, asıl davaya konu edilen 818 ve 1231 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 241 parsel sayılı taşınmazdaki 7193/9193 payın sağlar arası bağış şeklinde davalılara temlik edildiği gözetildiğinde tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ne var ki, miras bırakan Nebi'nin, 241 parsel sayılı taşınmaz yönünden kadastro tespitinden önce 2000/9193 payını bağış yoluyla değil tapuda satış suretiyle davalı oğlu Hüseyin'e temlik ettiği, birleşen davaya konu 277 parsel sayılı taşınmazdaki 100/212 payın ise, miras bırakanın ara malik Ali'ye; Ali'ninde davalı Erol'a satış suretiyle temlik ettiği, bu durumda, anılan temliklerin koşulların varlığı halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaası nedeniyle iptal ve tescile tabi olacağı, bir başka ifadeyle satış işlemine konu çekişmeli bu paylar yönünden tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı kuşkusuzdur. Anılan bu hususlar, hükmüne uyulan Daire bozma kararında açıkça vurgulandığı halde, mahkemece, bozma gereklerine ters düşecek şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması usulü kazanılmış hak kuralının ihlali sonucunu doğurur. Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmakla Mahkeme, orada değinilen hususları aynen yerine getirmek zorundadır. Öte yandan, tenkis hesabını etkileyeceğinden, öncelikle satış suretiyle temlik edilen çekişmeli 277 sayılı parseldeki 100/212 pay ile 241 sayılı parseldeki 2000/9193 pay yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, ondan sonra,bağış yoluyla temlik edilen çekişmeli 818, 1231 sayılı parsellerin tamamı ile 241 sayılı parselde ki 7193/9193 pay bakımından tenkis hükümlerinin gözetilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi; kabule göre de, birleşen davaya konu edilen 277 sayılı parseldeki 100/212 pay ile ilgili olarak bir taraftan tenkise tabi tutularak bedele hükmedilmesi, diğer taraftan aynı pay yönünden tapu iptal ve tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...................’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma yapılmak suretiyle yazılı şekilde tenkise hükmedilmiş olmasında bir isebetsizlik olmadığı gibi, murisin 241 ve 277 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu Hüseyin ile torunu Erol'a satış suretiyle temlikinin miraşçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve anılan parsellerdeki satışa konu paylar gözetilerek ........... Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.11.1999 tarih, 1999/946 esas, 1999/ 910 karar sayılı mirasçılık belgesi esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacı ve davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2,50TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 1.089,37 TL. bakiye onama harcının da davalılardan alınmasına, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.