Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15081 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 447 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SULUOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2013/225-2013/276Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hakkı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu temlikin vekil vasıtası ile yapıldığı ve vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delilerden; davacının 15.12.2009 tarihinde 6354 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu 805 parsel sayılı taşınmazı ve dava dışı .. parseldeki payını davalı Hakkı'ya 5.000'er TL bedelle satmayı vaat edip zilyetliğini devrettiğini bildirdiği, aynı gün .. yevmiye sayılı özel yetkili vekaletname ile de gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu olan dava konusu .. parsel ile dava dışı .. parsel sayılı taşınmazların tapuda devir ve intikal işlemlerini yapması için dava dışı M. O.'a yetki verdiği, verilen yetki ile dava dışı vekilin 27.09.2010 tarihinde davalı Hakkı'ya dava konusu .. parsel sayılı taşınmazı 505,00 TL değer göstererek temlik ettiği ve vekilin 17.03.2011 tarihinde azledildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olaya gelince, dava dışı vekil M.O. ve dava konusu .. parsel sayılı taşınmazı temlik eden davalı Hakkı'nın davacıyı zararlandırma kastı ile el ve iş birliği içinde hareket ettiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Ancak davacı tarafça bu durumu ispatlayacak yönde bir delil bildirilmemiştir. Öte yandan; Sulh hukuk mahkemesinde yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın temlik tarihindeki değerinin 18.800 TL olduğu, ancak resmi senetteki devir bedelinin ise 505,00 TL olarak gösterilmesinin mahkemece davanın kabulünün gerekçesini oluşturduğu anlaşılmıştır. Ancak, bedeller arasında fark bulunması, vekil ile temlik eden arasındaki el ve işbirliğinin tek başına kanıtı olamaz. Davacının, vekil ile temlik edenin kendisini zararlandırma kastı ile birlikte hareket ettiklerini sair delillerle kanıtlaması gerekir. Ancak davacı tarafça böyle bir delil sunulmamıştır.Hal böyle olunca, davalı Hakkı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı Hakkı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.