MAHKEMESİ : SUŞEHRİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2008/59-2013/228Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve terekeye iade istemine ilişkindir.Mahkemece, davada muris adına tescil istenildiğinden davada tüm mirasçıların yer alması gerektiği, dava dışı mirasçı Cavit'in davaya muvafakat etmediği, açılan terekeye temsilci atanması davasının da reddedildiği ve böylece davanın görülebilirlik koşulu kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların mirasbırakanı Aliye'nin 16.08.2001 tarihinde dava konusu .. parsel sayılı taşınmazı oğlu olan davalı Cemal'e satış suretiyle devrettiği, davacıların devir tarihinde murisin hukuki ehliyetinin bulunmadığını ve anılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, murisin 16.09.2003 tarihinde öldüğü ve geride mirasçı olarak davacı kızları Gülbeyaz ve Gülay ile davalı olan oğlu Cemal ve dava dışı eşi Cavit'in kaldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, her ne kadar davacılar dava konusu ..parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek mirasbırakanları Aliye adına tescilini talep etmişlerse de ölü kişi adına tescil yapılamayacağından bu istemin terekeye iade olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, davada hukuki ehliyetsizlik iddiasına da dayanılmıştır. Gerek terekeye iade istemli açılan davaların ve gerekse hukuki ehliyetsizlik iddiasına dayalı davaların görülebilme koşulu, tüm mirasçıların davada yer almasıdır. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640. maddesi) Eldeki davada muris Aliye'nin mirasçılarından Gülbeyaz, Gülay ve Cemal davada yer almış, dava dışı mirasçı Cavit davaya muvafakat etmemiş ve davacı tarafından Suşehri Sulh Hukuk Mahkemesinde 2009/481 E sayılı dosyada muris Aliye'nin tereksine temsilci atanması talep edilmiş, ancak eldeki davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayandığı, bu tür davalarda uyuşmazlık konusunun tereke ile ilgili olmadığı belirtilerek ve 01.04.1974 tarihli Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş, karar heniz kesinleşmemiştir.Hal böyle olunca, terekeye temsilci atanması davası bakımından gerekli yasal yollara başvurulması ve eldeki davanın tereke temsilcisi ile görülmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre de, davacılar Gülbeyaz ve Gülay'ın davada hukuki ehliyetsizlik iddiası da olduğu gözetilerek murisin işlem tarihinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı konusunda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafileri vs. toplanarak Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.