MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/09/2012NUMARASI : 2010/414-2012/294Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı R.K. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının açıklattırılan dava dilekçesi ile 11 parsel sayılı taşınmazda 50/254 arsa payına sahip olmasına rağmen, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahiplerine verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerden dükkanın davalılara verildiğini, dükkanda kendisinin de hakkı bulunduğunu, bu nedenle kendisine ait 8 ve 10 nolu bağımsız bölümler ile davalılara ait 9, 11 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin arsa paylarının yeniden düzenlenerek, 3 nolu bağımsız bölümde kendisinin de hak sahibi olarak belirlenmesini istediği, yargılama sırasında kendisine ait 10 nolu bağımsız bölümü 09.12.2005 tarihinde dava dışı A.. D..’a 8 nolu bağımsız bölümü ise 28.03.2011 tarihinde dava dışı S.. Y.. isimli kişiye temlik ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK'nun l86. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulî işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçimlik hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Ne var ki; 01.11.2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi hükmü; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenlemeler getirmiştir. Hal böyle olunca, bu durumda, 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesinin de gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği açıktır. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.