Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1501 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 592 - Esas Yıl 2007





ESAS NO: 2007/592 KARAR NO: 2007/1501MAHKEMESİ: BAĞCILAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/05/2006NUMARASI: 2004/392-278Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazda yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparak pay temlikinde bulunduğunu, yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle mahkeme ilamı ile sözleşmenin feshedildiğini ve yüklenici üzerindeki payların iptal edildiğini, bu sırada dairelerin tamamlanamayacağını bilen davalıların yüklenici üzerindeki payları satın aldıklarını ileri sürerek tapu iptal, tescil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, iyiniyetli olarak pay satın aldıklarını, kendi imkanları ile daireleri tamamladıklarını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, kesinleşen mahkeme ilamı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği ve yüklenici üzerindeki payın iptal edildiği, davalıların özen görevini yerine getirmedikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14/11/2006 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs.vekili Avukat ....ile temyiz edilen vekili Avukat ..geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimtarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : KARARDava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu ..parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait iken 17.7.1996 tarihinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmazdaki 128/256 payını dava dışı yükleniciye temlik ettiği, yüklenicinin de yapacağı inşaattaki bağımsız bölümlere bağlantılı olarak davalılar M.. Ürer, B.. Ö.. M..A.. ve dahili davalı M..Ş..a pay temlikinde bulunduğu, ..payı üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle, davacının sözleşmeyi fesh ederek yüklenici üzerinde kalan 79/256 payın iptaline dair açmış olduğu davanın mahkemenin 1998/1024 esas, 2000/783 karar sayılı ilamı ile kabul edilip derecetten geçerek kesinleştiği sabittir. Ayrıca, anılan karardan sonra yükleniciden edinen kişilerin çekişme konusu taşınmazda paydaş olmaları sebebiyle, davacının ortaklığın giderilmesi konusunda Bağcılar Sulh Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu davanın feragat edilmesi sebebiyle karara bağlandığı ve anılan kararında kesinleştiği görülmektedir.Davalıların, yükleniciden edinmiş oldukları paylar yüklenicinin ediminin yerine getirilmesi koşuluna bağlıdır. Başka bir ifade ile davalıların yüklenicinin halefi durumunda bulundukları ve onun elde edebileceği haklara sahip olacakları tartışmasızdır.Diğer taraftan davalıların eksik kalan yapıyı, tamamlamış olmalarının da yüklenicinin halefi olmak sebebiyle kendilerine ayni bir hak bahsedeceğinden de söz edilemez. Kaldı ki, binanın tamamlanması sırasında plan ve projenin dışına çıkılarak kaçak katlar inşa edildiği gibi, binanında mimari projesine aykırı olduğu bilirkişi raporuyla sabittir. Öyleyse mahkemece davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, davacı ile davalılar arasında ortaklığın giderilmesi davası sırasında, düzenlenen 17.5.2001 tarihli anlaşma senedi uyarınca davalılarca toplam 12.500.000.000 TL.bedelin ve bodrum katın verilmesi halinde davacının başka bir isteğinin olmayacağı ve davalı payları yönünden de bir talepte bulunulmayacağı kararlaştırılmıştır.Bu durumda, davacının davasındaki isteğinin açıklığa kavuşturulması bu bakımdan anılan belgenin değerlendirilmesi ve incelenmesi gerekeceği de tartışmasızdır. Mahkemece bu belge üzerinde durulmaması doğru olmadığı gibi bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceğinden, kendisine davada husumet yöneltilmeyen Mustafa Şahlan hakkında davanın kabul edilmiş olması da isabetli değildir.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle M.. Ş.. hakkında dava açılmak üzere davacıya olanak tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra söz konusu edilen anlaşma senedinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 450.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.