Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15003 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11120 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 04/04/2013NUMARASI: 2012/38-2013/179Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden Z.P.'nın 12.12.2001, S. P.'nın ise 17.01.2011 tarihinde ölümü ile S.'in sağ eşi davalı A.ve yeğenleri olan davacıların mirasçı kaldığı, S.P.ile Z. P.'nın 1/2'şer pay ile malik oldukları dava konusu 246 ada 14 parsel sayılı taşınmazı 20.09.1995 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettikleri anlaşılmaktadır.Somut olayda davacıların, dava dilekçesinde sadece mirasbırakan S. ile ilgili olarak muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava açtıkları, 14.03.2012 tarihli tavzih dilekçesi ile iddialarını genişleterek Z.P.'nın davalıya temlik ettiği ½ pay yönünden de muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil talep ettikleri gör??lmektedir. 6100 sayılı HMK'nun 305. maddesinde tavzihin hangi hallerde istenebileceği belirtilmiş olup tavzih dilekçesi ile iddianın genişletilmesi mümkün değildir. Bu tür bir talep usulüne uygun harçlandırılmış bir ıslah dilekçesi veya yeni bir dava ile istenebileceğinden Ziyaettin Pala bakımından usulünce açılmış bir dava bulunmadığından mahkemece bu konuda karar verilmesi isabetli değildir.Mirasbırakan S.P.tarafından yapılan temlike gelince; mahkemece dinlenen tanıklar, mirasbırakan S..'in 40lı yaşlarda davalı ile evlendiğini, davalı, S. ve Z.'in birlikte yaşadıklarını, S. ve Z.'in bakımlarının da davalı tarafından yapıldığını ifade etmişlerdir.Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır.Bu durumda dava konusu taşınmazın ½ payının mirasbırakan tarafından kendisine ve kardeşine bakılması nedeniyle minnet duygusu ile davalıya temlik edildiği anlaşıldığına göre miras bırakanın gerçek amaç ve iradesinin mirastan mal kaçırmak olmadığı, bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı yasanın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.