MAHKEMESİ: KALECİK SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/03/2013NUMARASI: 2012/367-2013/106Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu kayıtlarında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, talebin düzeltmeye konu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacının, dava konusu 13 parça taşınmazın mirasbırakanı A.kızı S.T.'a ait olduğunu, tapu kaydında mirasbırakanın baba adının sehven Kadir olarak yazıldığını oysaki nüfus kaydında A. olduğunu ileri sürerek mirasbırakanın baba adının düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açtığı, nufus kaydında davacının mirasbırakanının A. kızı S.T.olduğu, tapu kayıtlarında dava konusu 69 ve 406 parsel sayılı taşınmazlarda "Sultan Taşbaş: A.. kızı" nın yine bu parseller ile dava konusu 87, 289,389, 435, 492, 580, 638, 835, 762, 1348 ve 1671 parsel sayılı taşınmazlarda "S.. T..; K.. kızı"nın çeşitli hisselerle paydaş bulunduğu anlaşılmaktadır.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmeli, Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazlarda K.. kızı S.. Taş paydaş olup davacının mirasbırakanının A.. kızı S.. T.B. olduğu ve kimlik bilgilerinin hatalı yazıldığı iddiasıyla eldeki davayı açtığına göre mahkemece S.. Taş ile S.. T.. isimli kişilerin aynı kişi olup olmadığının tespit edilmesi, aynı kişi olduğunun belirlenmesi halinde ise taleple bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, taşınmazın tapulama tutanağı, dayanağı belgeler ve tüm tedavülleri getirtilerek kayıtlarda paydaş olan kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının tanık anlatımları ile birlikte değerlendirilerek saptanması, aynı kişi olduğunun belirlenmesi halinde taleple bağlı kalınarak baba adının düzeltilmesine aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.