Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1497 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18601 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 974 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesi olan (eski) 784 parsel sayılı taşınmazın tapuya dayalı olarak Hacılar Belediyesi adına 29.12.1975 tarihinde kadastroca tespit edilip, 29.03.1979 tarihinde tespitin kesinleştiği, daha sonra 784 parselin tashihen Düziçi Belediyesi adına tescil edildikten sonra Düziçi Belediyesi tarafından 08.05.1997 tarihinde davalıya satış sureti ile temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacılar; çekişme konusu 974 ada 1 nolu parselin Düziçi Kadastro Mahkemesinin 2004/1 esas 2004/2 karar sayılı ilamı ile payları oranında müştereken adlarına tesciline karar verildiğini, kesinleşen kararın tapu sicil müdürlüğüne gönderildiğini, ancak dava konusu taşınmazın halen davalı adına kayıtlı olduğunu, davalının dava konusu yerde herhangi bir hakkın söz konusu olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar; davalı ise açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, Düziçi Kadastro Mahkemesinin 2004/1 esas 2004/2 karar sayılı dosyasında taraf olmadığı için kendisini bağlamayacağını esasen bu nedenle kararın infaz edilemediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.Gerçekten de, Düziçi Kadastro Mahkemesinin 05/11/2004 tarih ve 2004/1 esas 2004/2 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı G. Kararmaz mirasçıları tarafından davalılar,Düziçi Belediye Başkanlığı,Maliye Hazinesi ve dahili davalı O. Ç. aleyhine 15.04.1969 tarihinde (eski) 784 ve başka parseller hakkında tespite itiraz davası açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonucunda 05.11.2004 tarihinde taşınmazın, davacılar adına payları oranında tesciline karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek 13/09/2005 tarihinde kesinleştiği,bu dava devam ederken parseller üzerinde Ceyhan Kadastro Müdürlüğünce yenileme çalışmaları yapıldığı ve bu çalışmalar sonucunda taşınmazların 974, 975, 976, 977 ve 978 adalar ve muhtelif parsellere gittiği, 784 parselin 315 m² ve arsa niteliği ile yenilemeye tabi tutulduğu ve 03.02.1999 tarihinde 974 ada 1 parsel olarak davalı adına tescil edildiği, ancak tespite itiraz davası devam ederken her nasılsa kadastro tutanağının altı, kadastro teknisyenleri ve mahalli bilirkişiler tarafından el ile yazılmak sureti ile kesinleştirildiği ve daha sonra Düziçi Belediye Başkanlığı tarafından dava devam ederken, davalı H.. A..’e satıldığı ve davalının buraya ev yaptığı dosya kapsamındaki belge ve bilgiler ile sabittir.Bilindiği ve TMK'nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere "bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.Somut olaya gelince; ortada bir yolsuz tescil olsa bile çekişme konusu taşınmaz halen davalı adına kayıtlıdır.Hal böyle olunca, davacıların mülkiyet hakkına dayanarak el atmanın önlenmesi ve yıkım davası açtıkları gözetildiğinde; mahkemece, davacılara davalı adına olan tapu kaydının iptali için dava açmaları için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususların gözardı edilmesi suretiyle yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.