MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİLYanlar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, usülden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Davacı, miras bırakanının ehliyetsiz olduğunu ve hile ile kandırıldığını ileri sürmek suretiyle tapunun iptaline ve tüm mirasçılar adına tescile karar verilmesini isteyerek eldeki davayı açmış; davacı dışındaki mirasçılar davada yer almamıştır.Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının tek başına dava açamıyacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, miras bırakana teban açılacak davalarda bir ya da bir kaç mirasçının tek başına dava açabilmelerine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddeleri karşısında yasal olanak bulunmadığı kuşkusuzdur. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış, bir mirasçının tek başına dava açabileceği, ne var ki davaya devam edebilmesi için öteki mirasçıların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir (11.10.982 tarih l982/3-2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Hal böyle olunca, davaya katılmayan mirasçının olurunun alınması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi için davacıya imkan tanınması gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.