Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1490 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12798 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/03/2009NUMARASI : 2007/475-2009/422Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları A.Ü.’in, birinci eşinden olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazlarını ikinci eşi E. ve E.’den olma çocuklarına satış suretiyle temlik ettiğini, ayrıca traktör ve kamyonetini de davalılara devrettiğini, tüm bu temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kısmen kabul-reddine ilişkin olarak verilen kararın, Dairece; “…kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine, Mahkemece bozmaya uyularak dava konusu 148, 332 ve 625 parseller yönünden davanın reddine, diğer parsellerin davalılara temliklerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın kabulü ile miras payları oranında tapunun iptal ve tesciline, kamyonet, traktör, römork ve pulluk yönünden açılan davanın atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili ile davalılardan M., B. ve E. Ü. ile C. K. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin değerden ve tebliğ giderleri yatırılmadığından reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil, olmazsa tenkis, birleşen dava ise TMK 669. maddesine dayalı terekeye iade davasıdır. Mahkemece, dava konusu olan 148, 332 ve 625 parseller yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden iptal tescil istekli davanın kabulüne, kamyonet, traktör, römork ve pulluğa yönelik dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılar ile bir kısım davalıların ortak miras bırakanı olan A. Ü.’in, dayanışma halinde olduğu davalılarla birlikte davacılardan mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmaz temliklerini yaptığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda dava konusu 276, 539 ve 167 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların, anılan parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddine.Davacıların 148 ve 332 parsellere, davalıların ise 774 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; yukarıda da açıklandığı gibi 148 ve 332 parsellerin iyi niyetli 3. kişilere temlik edilmiş olduğu gözetilerek bu parseller yönünden iptal tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Ancak davacıların anılan parseller yönünden iptal tescil olmadığı takdirde tenkis istekleri bulunduğu halde, tenkis yönündeki isteğin değerlendirme dışı bırakılması doğru olmadığı gibi, miras bırakan tarafından bağış işlemi ile davalı eşe temlik edilip, sonrası satış işlemleriyle davalı C.’e, C.’den dava dışı A.’ye, A.den davalılar M. ve B.’e temlik edilen çekişmeli 774 sayılı parsel yönünden, miras bırakan temlikinin bağış işlemine dayanması nedeniyle, 01.04.1974 tarih ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı gözetilerek iptal tescil isteğinin reddine karar verilerek tenkis isteği yönünden değerlendirme yapılması gerekirken bu parsel yönünden de iptal ve tescile karar verirmiş olması doğru değildir. Öte yandan, birleştirilen davada davacılar, 625 parsel ile ilgili olarak TMK 669 maddesine dayalı olarak terekeye döndürülmesi isteğinde bulundukları halde bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın dava, tenkis davası olarak değerlendirilerek, tenkis koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddedilmesi de doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.