Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1489 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15635 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : IĞDIR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2013/767-2014/17Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.Davacı dava dilekçesinde; Iğdır ili, M..- H..köyü, K.. içi mevkiinde yer alan davaya konu 647 parsel sayılı taşınmazın annesi G.. C..l'e ait olduğu halde tapulama tespiti sırasında yanlışlıkla "H..Ç.." adına tespit ve tescil edildiğini, ancak "H..Ç.." adlı bir kişinin nüfus kaydı bulunmadığını ileri sürerek kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti istemi ile eldeki davayı açmıştır.Davalı Tapu Müdürlüğü, mülkiyet aktarımı sonucunu doğuracak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tapu kayıt düzeltim davalarında mülkiyet aktarımı sonucunu doğurucak şekilde karar verilemeyeceği, tapu iptal ve tescil davası da açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olmayıp, malik görünen kişi ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun saptanması amacına yönelik bir dava olduğu açıktır. O halde, araştırma ve incelemenin bu kapsamda yapılması gerektiği kuşkusuzdur. 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2011 tarihinden sonra Tapu Müdürlüğüne ilgili sıfatıyla husumet yöneltilerek yapılan böylesi taleplerle mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile tespiti istenen kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması durumunda talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmeli, Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; tapu kaydında herhangi bir düzeltme talebinde bulunulmadığı, kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun saptanmasının istendiği ancak mahkemece bu kapsamda bir değerlendirme yapılmadığı, gerek zabıta gerekse nüfus araştırmasında Hasan kızı, H..Ç.. veya G..C.. adında başkaca nüfus kaydı ve köyde yaşayan başkaca bir kişinin bulunmadığının saptanması karşısında mülkiyet aktarımına yol açacak şekilde karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davacının isteği gözetilerek, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, taşınmaz maliki ile mirasbırakanın ilgisinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, davacının iddiasının ispatlanması halinde tapu kaydındaki malik ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespitine aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.