MAHKEMESİ: OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/10/2011NUMARASI: 2010/121-2011/3788Yanlar arasında görülen temliken tescil, elatmanın önlenmesi ve yıkım davaları sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davalılar (birleşen dosyada davacılar) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Asıl dava, temliken tescil, birleşen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamından sonra, asıl davanın kısmen kabulü ile çekişme konusu 157 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan su pompa binası ve arsası ile birlikte toplam 435.96 m²'lik kısmın tapusunun iptali ile son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline ve karar kesinleştiğinde depo edilen 1200,00.-TL'nin davalılara payları oranında ödenmesine; yol ile ilgili talebin feragat nedeniyle reddine ve birleşen davanın da reddine, karar verilmiştir.Bilindiği üzere; bozma ilamına uyulmakla tarafları lehine usulü kazanılmış hak oluşturacağı kuşkusuzdur ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur.Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde; bozma doğrultusunda işlem ifa edilmeksizin, başka bir ifadeyle, bozmada belirtilen şekilde temliken tescil isteğine ilişkin muhik tazminat konusunda araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Öte yandan kabule göre de; dava konusu 157 sayılı parselin, yenileme suretiyle 254 ada 8 sayılı parsel olduğu ve yüzölçümünün değiştiği gözetilerek, sicil kaydı açık taşınmaz bakımından inceleme ve soruşturma yapılarak bu parsel hakkında hüküm kurulması gerekirken, üzerinde işlem yapma olanağı bulunmayan taşınmaza ilişkin olarak karar verilmiş olmasının da doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, bozma kararı gereklerinin yerine getirilmesi ve yenileme suretiyle oluşan 254 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bozma ilamında değinildiği gibi, temliken tescil talebine konu bölümün değerinin, taşınmazın niteliğine uygun atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmesi, gerektiğinde emsal karşılaştırması da yapılmak suretiyle denetime elverişli şekilde tespit ettirilmesi, ifraz sebebi ile taşınmazda meydana gelen zarar ve değer düşüklüğünün nazara alınması, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözönünde tutulması, saptanacak bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve sicil kaydı kapatılan taşınmaz hakkında yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalılar (birleşen dosyada davacılar) vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.