MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/03/2012NUMARASI : 2011/159-2012/152Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteklerine ilişkin olup; mahkemece, gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; eldeki davanın 25.04.2011 tarihinde 1086 sayılı HUMK'nın yürürlüğü döneminde açıldığı, mahkemece 10.01.2012 tarihli ara karar ile davacı tarafa 6100 sayılı HMK'nın 120 ve 114/g maddeleri uyarınca 3.000-TL tutarındaki gider avansını yatırması için kesin süre verildiği, davacının 19.01.2012 ve 24.01.2012 tarihli dilekçeler ile yargılama giderleri yönünden adli yardım talebinde bulunduğu, mahkemece 25.01.2012 tarihli ek karar ile adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği bilahare 29.03.2012 tarihli celsede ise davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.1-Bilindiği üzere; adli yardım talebi ret edildiği tarihte yürürlükte olan 6100 s. HMK'nin 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 337.maddesinde "Adli yardım taleplerinin kabul veya reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı; ancak adli yardım talebi reddedilirse sonradan gerçekleşen bir sebebe dayanılarak tekrar talepte bulunulabileceği" ifadesi yer almaktadır. Öyle ise davacı yanın talebin reddine ilişkin kararlardan sonra mahkemeden yeni bir talepte bulunmadığına göre bu husus temyiz konusu yapılamayacağından davacılar vekilinin bu yöne değinin temyiz itirazları yerinde değildir. REDDİNE2-Davacılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;Hemen belirtmek gerekir ki; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114. maddesi dava şartlarını düzenlemiş; 114/g maddesinde gider avansının yatırılmış olması dava şartı olarak tanımlanmış; 115/2. maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş; 120. maddesi ile de gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiş ve 324. maddesinde ise delil ikamesi için avans düzenlemesine yer verilerek, avansın yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı öngörülmüştür.Tüm bu düzenlemelerle birlikte, her davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlere göre inceleneceği de kuşkusuzdur.Nitekim, 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesinde, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla Kanun'un derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.Somut olayda, dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde açılmış ve 6100 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihe kadar 1086 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak yürütülmüştür. Bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususun gözardı edilerek olayda uygulama yeri bulunmayan dava açıldığında alınması gereken gider avansı ile ilgili 114/g, 115/2 ve 120/2 maddelerinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar vekilinin, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.